Bir hüznün sonundayım yine, okul cıvıltıları yavaş yavaş sonlanmaya başlamış, yerini yarın kaygısı almış gençlerin korkularını...yarın kaygılarını okuyorum gözlerinden.
Evet kısmet olursa 18 temmuz 2010 sezonunun sonu...Ne ilginçtir ki bir gün sonra Öss yarışının başladığı gün.Gerçi bu sene son sınıflara girmiyorum .Bir alt sınıflarla beraberim bu yıl.Onların korkuları daha yoğun ,bir bilinmezlik içinde yarın ve gelecek kaygısı yaşıyor hepsi.

Malesef okullarda ya rehberlik servisleri yok ya da yetersiz...Bu gençleri bu kaygılardan ve korkulardan arındıracak kurum ve kişiler olmayınca görev bu konularda yetersiz biz öğretmenlere düşüyor ki...Ne kadar başarılı olduğumuz çocukların bakışlarında ve gözlerinde alenileşiyor.

Bir ülke düşünün ki,nüfusunun çoğunluğu genç nüfus olsun da ülkenin eğitim sistemi yetersiz olsun onların kaygı ve korkularını gidermeye.Bu nasıl ülke ve yönetim anlayışıdır ki bir buçuk milyon genç sınava girsin ,sınav diyorsam da ucube bir sistemin ucube bir kalıntısı.Bu çocuklar daha ilkokuldan başlayan bir at yarışının içinde ,ne çocukluklarını ne de gençliklerini yaşayabiliyor.Toplumsallıktan uzak,kişilikleri gelişmemiş ben egosuyla yetişmiş bir garabet abidesi hepsi.Bu insanlardan oluşan gelecek nasıl bir gelecek olacak düşünmek bile istemiyorum.

Sahi bunca olumsuzluğa rağmen sınavı kazanan ve üniversiteye başlayan gencin sorunu bitiyor mu sanki,okul,barınma,sosyal ve ekonomik bir yığın sorunla boğuşacak eğitim süresince.Bitecek mi bununla,hayır...Bir de okutup mezun ettiğin gencin bunca zorluklardan sonrası var ki asıl yarış orda başlıyor...Yeterlik sınavı,sınavları...Kısacası neresinden tutarsan elinde kalan bir garabetlik var ülkemin sistemsiz sistematiğinde.

Eh hocam bunca olumsuzlukları saydın döktün de çözüm ne derseniz;Çözüm sistemi yeniden idealize etmektir ,toplumun yaşayış ve ihtiyaçlarına göre.Kısaca rahmetli Ecevitin dediği gibi bozuk düzeni yeniden kurmak lazım.Nasıl mı ?

Avrupalı,Amerikalı nasıl yapıyorsa ...Japon mucizesini nasıl yarattıysa öyle yapmalıyız.Bunun için önce alt yapı tamamlanmalı.Eğitimin olmazsa olmazı rehberlik servisleri siyasal kaygıların dışında yeniden yapılandırılmalı ve onların yönlendirmesiyle oluşacak sistem kurulmalı.

En basitinden daha ilkokul çağında çocuk ilgi ve istidadına göre hazırlanmalı.Anne -baba isteği ve kaygıları bir yana çocuğun ilgi ve istidadı öne çıkarılmalı.Eğer sınav ve eleme gerekiyorsa daha gerilerden başlanmalı.Ülkenin ihtiyaçları planlanmalı ve bunların gereği öğrenci üniversite için hazırlanmalı...Gerisi nolacak derseniz onlar da mesleklere yönlendirilmeli.İşte bunlar yapılırsa sorunlar bitmez elbet ama en aza iner .Her öğrenci gelecek kaygısı olmadan hayata hazırlanır.Üniversite kapısında ve sonrasında bu yığılmalar olmaz, mutlu bir gençlik mutlu bir ülke oluruz belki de...

Yarınlarda bu hayallerimiz gerçekleşir mi dersiniz,neden olmasın,tüm siyasi kaygılar dışında saf ülkesini ,milletini düşünen bir yönetim anlayışı hakim olursa bunlar da bir gün gerçekleşir sanırım.
( Gelecek De Bir Gün Gelecek Mi ? başlıklı yazı Lütuf VELİ tarafından 18.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.