Artık demir almak günü gelmişse zamandan
                                   Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

                                          Yahya Kemal BEYATLI

      Hep alışmak İsteriz yeni mekanlara, yeni memleketlere. Ayaklarımızı yeni diyarın havasına göre uzatır, içimiz bizleri yiyip bitirmeye ahdetmişken etrafa zorlada olsa gülücükler dağıtırız.

Yalnız ve yoksul bir akşamın yağmurlu havasında çiseleyen yağmur arasında gözüken meçhul ışıklar ve eski kokulardan yoksun bir yer.

Yeni mekânlarda her şey çok farklıdır. Güneşin doğuş ve batışına bile ayak uydurmak zordur. Hatta kolumuzda tik tak diye sinsi duyurmaya çalışan zaman sayacının bile kafası karışır olur.

Her şey bir başkadır buralarda. Etraftaki sıradağlar, yapılar, insanlar ve dahası ay bile farklı bir şekilde bakar insana.

Yeni bir güne ile açılan gözler, bir günün arkada kalması sevinciyle yapılan kahvaltı en keyifli öğün olma şerefine erer. Ve artık gelmesini bir türlü bilmez akşam.

Dalgalar hep seslidir. Sanki ikazlarda bulunur kıyıdakileri. Batarken güneş deniz üzerinde bırakmış olduğu o kızılım tırak rengiyle hep tatlıdır. Bu gülüş bile bir değişiktir.

Ve bazı gidişler, yürek burkan ,insanı zevale sürükleyen mahzun ve acı gidişlerdir bunlar.

Ağlamaklı gözler ve kendisine münhasır bir kalp mahzun. Son gidişler çok dayanılmazdır. Hazan geceleri dert ortağı olur insana. Bazı zamanlar da duvara bakıp konuşurken etrafta bulunanların deli muamelesi takınırken o andaki en önemli yaren duvar olur solcuya ne kadar cansız olsa da.

Ve bazı gidişler vardır memlekete. Burunda tüten memleket toprağı artık ayaklar altındadır. Ama bıraktığı simalardan farklı bir bakış vardır. O anda kendimize baktığımız zaman benlik bile değişmiş, saçlar ağarmış, gözaltları katrelere dönmüş, kalp üzgün boynuna sarılan yaren yaralı. Artık hazan mevsimi gelmiştir.

Son yolculuk vaktine ramak kala hep memleket hasretiyle yanıp tutuşan bir kalbin son gidişidir bu. Hep memlekete varma umudu ile hayat mana kazanmış bu vakte kadar umut yar edinilmiş. Gün öldürülmüş şimdi ise son gidiş vakti kapıda ve asıl memlekete doğru sessiz alınır yol.

İşte bir memleket hasretlisinin hayat öyküsüdür bu. Masallara mizahi eserlere hiç benzemez tamamen hasret kokar. Perişan bir hal almış olan bir bedenin içinde umutla yeşermeye devam eden bir kalbin öyküsüdür. Hep memleket özlemiyle yanan yürekler bir gün elbette hakiki memleketlerine ulaşacaklardır.

( .bu Son Gidiş. başlıklı yazı cumali-aktas tarafından 20.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.