"ölçülerin altüst edildiği bir dünyada yaşıyoruz.Fikret,tırnaklarının ucuna kadar aristokrattır.Bir başka deyişle Avrupa'nın halis bir" sağ"Akif ise iliklerine kadar haktandır.Yani aynı ölçülere göre"sol"un kendisi.Ne varki,her iki şairde Batıdan yanlış aktarılan"hödükçe"sıfatların yüzde yüz dışındadırlar.    
            
CEMİL MERİÇ

Edebiyatımızda az ürün veren bir konu;edebi hatıralar.

Türk Edebiyatı dergisi 1983 yılında;Mehmet Akif için özel bir sayı hazırlamıştı.Zengin bir muhtevası vardı.Bu günler de böyle bir dergi görmekten çok uzak kaldık.

Popüler kültürün ürünü sözde sanatçıların özel hayatlarını ekrana getiren tv ler,ne yazık ki Edebiyat dünyasından kişilerin hatıralarını gündeme getirmiyor.Belkide ilgi görmüyor.

Sizlerin ilgisini göreceği ümidiyle Ahmet Kabaklı Hocanın TÜRK EDEBİYATI'derginde Mehmet Akif için özel hazırlamış sayısında yer alan Mehmet Akif'den hatıraları sizlerle paylaşmak istedim.


MEHMET AKİF TEREKESİ

Ölümünde terekesi muhtasardı:Bir kat esvap,yeni bir şapka(hayatında tek şapkadır),bir mavzer tüfeği ve bir istiklal madalyası(bu ikisini ilk Büyük Millet meclisinde aza iken almıştı.),Yastığının altında bir kaç lira,bir fakron saat.

   Çalınmasına,meşin kordonun mani olduğu saat.

  Bu saat çok mühimdi.Kendi verdiği sözü bu saatle tutar;sizin beş dakika geç kaldığınızı da bu saatle ıspat ederdi;ve bu saatin yanlış olduğunu söyleyemezdiniz:Yeni cami ayarıydı.

MISIR'DA EV EŞYASI

Eşya namına odasında birkaç kanepe,iki demir ayak üzerinde konulmuş birkaç tahtadan ibaret karyola vazifesini görür birşey,bir hasır seccade birçift nalın,bir divit birde duvarda Hikmet beyin afganistan'dan gönderdiği bir seccade.Bu seccade lüxs sayılırdı.Fakat o,en kıymettar bir hediye idi.

Üstad evden eve taşındığı zaman geceleri taşındığını söylerdi.Konu komşu eşyasını görmesin diye.

NEYZEN'İN AKİF'İ AĞLATMASI

Mütareke zamanında idi.Bir gün Sebulür reşad idarehanesinde üstadla oturuyorduk.Neyzen Teğfik çıkageldi.Üstbaş perişan,selam vererek içeri girdi.Şöyle bir tarafa yıkıldı.Çok sarhoştu.Biraz geçtikten sonra rakı dolu matıradan birkaç yudum aldı.Fakat artık işba haline gelmişt,bir yudum bile içecek hali kalmamıştı.

  Biraz sonra matradaki rakıdan avucuna boşalttı.Kolonya gibi yüzüne gözüne,başına saçlarına içirmeğe savaşdı.

Nihayet neyini alarak üstadın oturduğu koltuğun önünde üstadın dizi dibinde yere oturdu.,üflemeğe başladı.O halde muhrik bir taksim yaptı.

  Bir baktık,üstadın gözlerinden sessiz sessiz yaşlar dükülüyordu.NEYZEN bunu görünce Neyi bıraktı.Üstadın boynuna sarıldı.Sakalından,yanaklarından öpmeye başladı,öptü öptü...

  Bu manzara karşısında mebhut kaldık.Üstad neye ağladı? Neyin hazin sesine mi?Neyzen'in bu haline mi?Artık ne bizim sormamıza lüzüm vardı,ne onun söylesine!

  Şimdi ne vakit NEYZEN'İ görsem bu levha hatırıma gelir.




( Akif Den Hatıralar başlıklı yazı M.Filizman tarafından 25.12.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.