Yaza dönen akşamlarda

Sedir üstü sohbetlerine konu

Yağmurla gelen kokuya denk

 

Fayton sefalarına komşu ve

Biblo kırılganlığında bir hayat işte

 

Benzer acıları

Koyunlarında taşıyanlarla

Söyleşmek gibi bir şey yani

 

Issızlaşmak kalabalık gürültüleriyle

İçinden deniz geçerken

Susuz kalması gibi balıkların

 

Eski gömleklerden birinin

Yakasına ilişmesi gibi

Kırık bir broşun

Saman alevlemek

Anı tazelemek

Her vurgunla yeniden dirilip

Yol bulmak gibi akıntıda

 

Sur diplerine terkedilmiş

Bebek yüzleri gibi masum

Yalın ayak bırakılmışların

Ayak sesleri kadar sessiz

Süreyyanın peşine takılıp giden

Umutsuz katar kadar boşlukta

 

Durduğum kabahat deyip

Atıldığı seferlerden geri dönemeyen

Akıncılar kadar bozgun yemiş

Gerisinde kalanlarla

Ötesinde toplananları

Aynı kambur tanıyışla

Kucaklayan

İhtiyar gülüşler gibi buruşuk

 

Ama her canı yakıldığında

Yanacak daha kaç canım var diye sorup

Canının yangısına

Bir yankıyı karıştırmak kadar anlamlı

O yankıda sadece

Bir tek sesi duyabilecek kadar

Odaklanmış bir hal bu

Beklemek gibi kadim

Beklenmek gibi güzel

Bekleme salonları gibi loş ve

Penceresiz

 

Pencere demişken

Gazete kağıtlarıyla örtülü

Yoksul pencerelere baktığında herkes

Ayrı bir şey görür galiba

Boyutsuz bir karaltı

Veya başı belirsiz bir yol

Kim bilir aynı gök kubbeye

Bırakılan ayrı sedalar gibi

Lakin hep

Ahenkli

Tıpkı kirli bir gömleğin

Yakasına iliştirilmiş

Kırık bir broş gibi...

( Kırık Broş başlıklı yazı Fırat AVCI tarafından 14.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.