Gözlerimi  zor açıyorum.Her tarafı yoğun bir sis sarmış sanki.Net  göremiyorum.Düşmenin etkisiyle, çengelle yatağa bağlanırcasına, her tarafım ağrıyor..Serum şişesinden, yılan gibi kıvrılmış hortumun ucu elime takılı..

Evet evet burası bir hastane.Allahım  yine mi? Düştüm ben..

Sesizliği  bozen doktor

-Evladım diyor,ben doktorun ihsan.Önemli bir şeyin yok senin,ufak bir bayılma sadece.İlaçlarını yazdım,zamanla her şey düzene girer..

Doktorun bildik sözcükleri beynimin bildik çeperlerine çarpıyor ,tekrar geri dönüyordu .Tanıdık sözcükler.

Ufak bir bayılma…! Nesi ufak yahu bu bayılmanın! filmin orta yerinde elektrikler gider gibi;evde ,okulda,alışveriş yaparken olur olmaz her yerde bas bayağı bayılıyorum işte. 
İlaçlarını yazdım bir şeyin kalmaz(mış)..! Bir doktor başka hangi sözcük kullanabilir ki! Anan ağladı oğlum senin,öldün sen! diyecek hali yok ya!

Cümleler ,hayaller…  Sadece ben duyuyorum.Anam başımı okşuyor,oğlumun diyor,bir şeyciğin kalmayacak…

Esasında ailem bu hastalığımın nerden başladığını biliyorlardı da işte!

Doktora götürüyorlar;eş dosta, bak oğlumuzu götürdük,fakat ne yapalım...Her şeyi denedik olmadı demek için, belki de.

Ben de ki  bu olur olmaz bayılma seansları, baymıştı artık.

..

Olmuyor, doktor değiştiriyorum habire.Soluğu psikiyatri doktorun da aldık,bu sefer de.Aha! diyorum  kendime, bir tek deli doktoru eksikti şimdi.

Doktoru gözüm tutmuyor,sigara içiyor doktor.Dumanı  başında halka halka olmuş. Dumandan taç var başında.. 

Doktor  diyecek oluyorum,Doktor,sigara içer mi doktor? Diyemiyorum.Tipi kayık,bakışı bulanık bu herifin.. Donuk bir karşılamayla

-Buyrun ne şikayetiniz vardı,diyor.

Şikayet mi? Tepem atacak oluyor.Ulan diyorum,ulan. Bu saatten sonra tek şikayetim sensin.Senin kendine hayrın yok ki! Diyecek oluyorum.Fakat bu gün de bütün diyeceklerimi benden başkası duymuyor.

- Hanım efendi  çocuğunuzun nesi vardı.

Annem, bozuk plak gibi ezberlemiş

-Doktor bey bir istediğini iki etmedik ,ne dediyse yerine getirdik.Lakin ilk okuldan sonra yatılıya verdik.Ne yalan söyleyeyim birkaç yıl devlet baba baktı, bizim yerimize..

Ne olduysa  sonradan  oldu. Yatılıdan gelince liseye yazdık .Bayılmalar da o zamanlara rastlıyor.Bayılıp duruyor  çocuk.Muskasını,şifalı otunu, türlü şeyleri denedik..Ocağınıza düştüm doktor bey, oğlumu kurtarın.

Annem ağlıyor,duygusal hava dalgası içeriye yayılıyor.Herifte tık yok.Ulan insan biraz eseflenir be.Ruh bu doktor,ruh.Zaten bunlara “ruh doktoru” demiyorlar mı?

-Öncelikle, çocuğunuzun çocukluğuna inmemiz gerekiyor..Neler  yaşamış acaba,çocuğunuz çocukluğunda ?

 Bu sözü hatırlıyorum evet diyorum,evet.Tv de böyle kayık tipli bir psikiyatri doktoru  vardı..Aynı lafı geveliyordu.

Durun diyorum doktor bey,durun.Siz zahmet etmeyin,ben inerim çocukluğuma.

Heyecanla anlatmaya başlıyorum.

-Ne olduysa o yatılı okulda  oldu.İsmi bile nefesimi daraltıyor,çocuktum doktor bey,çocuk.Ailem beni yatılıya yazdı.Çamaşırımı kalorifer peteğine asıyordum.Her sabah,altıma ediyordum.Türkçeyi tam bilmiyordum.Yarım yamalak bir Türkçem vardı.Karşılığında yarım değil,tam dayak yiyordum doktor bey.

 Ayda bir ancak gelebiliyordum eve.Ben gelmesem,ailem üçüncü ayda sağ mı ölümü diye gelip bakardı..

Madem çocukluğuma indiniz, orda kalalım bir süre doktor bey..Anlatmaya başlıyorum ,yeniden yaşar gibi.Beden eğitimi öğretmenimiz vardı.Taner hoca.Kısaca cellat Taner diyorduk.

Bir gün doktor bey,bir gün gök yüzü açıkken,göçmen kuşlar kalabalık bir ordu gibi bizim yatılı okulun semasında dolanırken,Taner hoca bizi sıraya dizmişti.Bir şey sordu,bilmedim cevabını.Bilseydim de bir şey değişmeyecekti ya…Tekmeler tokatlar arda arda gelmeye başlamıştı..Gözümü açtığım da revirdeydim. Çocukluğumun hayalini, yatılının orta yerinde Taner hocanın tekme ve tokatları kirletmişti. Kin kustum,küfrettim,kahroldum.Kalbimde ki sevgi filizi o gün kökünden kopartılmıştı..O gün bu gündür bayılırım.

Doktor bey  bir kahraman edasıyla  bak dedi..Söylemedim mi size? Dedi…ücretimi dedi..aşağıda dedi,verirsiniz..İyi günler,kontrole beklerim dedi ..

Annemle psikiyatrinin odasından çıktık..
Yatılı okulun binası, yolumuz üzerindeydi.Yeniden gözüme ilişiyor.

Dikkatle bakıyorum çocukluğumun hırsızına.Kapısında ki bir ilan iri harflerle yazılmış,okumak için gözümü kısıyorum.

“Gazi yatılı bölge okulu valilik emriyle kapatılmıştır”

O gün gök yüzü açık, yatılı okulun semasında  göçmen  kuşları dairevi dönüyor,o karanlık günümden dem vuruyorlardı.

[email protected]

 

 

 

( Yatılı Okul başlıklı yazı seyda ay tarafından 23.02.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.