Yedi tesir kuşağının sınırlarında
Oydular tırnaklarıyla yüreğimi Hermes Tanrıları
“Aşkta neymiş” dediler
Bağladılar ellerimi Kuyruklu Yıldız’la
Söküp attılar seni bedenimden
Uzayın boşluğuna mahkûm ederken siluetimi
Elde hep aşk kaldı
Ne büyük günahtı…
Boyut ötesi yalnızlıklara kopyalandı bedenim
Geçitlerden geçen
Ruhunu sana emanet eden
Tanımsız bir meteorum artık
Neptün’ün kirpiğinde konaklıyor gezegenim
Teleskopla bile uzanamazken ellerin
Kayan yıldızlara ağıt oldu şiirlerim
Tutunurken saçlarıma kimsesiz cisimler
Yine de kopamadım Plüton bakışlarından
Şimdi;
Kâinatın kor ateşinde ara aşkımı
Atmosferin basınçlı havasına sor nefesimi
Gezegenlerde bir avuç topraktır cesedim
Zodyak’ta sürüklenirken boşluğum
Dünya’na kavuşamamış bir damla suyum
Yıldıznamemde imkânsızı gördü Ali Kuşçu
Kâinatın en yüce katında buluştu teninle ellerim
Nostradamus’un sezgileri gibiydi
Asrın en büyük kehanetiyle sevdim
Kadim öğreticiler seyretti devirsel hareketlerimi
Gezegenlerin tek görkemli hayaliydi
Beni uyduları yapmak
Oysa ben Ay’da bıraktığım aynamla
Her yansımamda seni seçtim
Sen teleskopla seyrederken kozmik dalgalarımı