Âlemim nur yaktı birden, korlu ahvâl eyledi;
Ellerim bir yazdı, nurlar canda işgâl eyledi.
Kor güneşler yağdırırken rıhtımım, güllendi ten;
İnci mercân gönle deryâm, köşkü ikbâl eyledi.
Martılar can yakmıyor hiç, şimdi şarkım titreşir;
Güldüler candan bugün, kor meşkle bir bâl eyledi.
Çağlıyormuş maksadım hep, közlemiştim kalbimi;
Leblerim titreşti birden, neylerim lâl eyledi.
Hislerim yanmış bugün, mahzun değil kor gözlerim;
Yankılar girmişti cânâ, kalbi bir hâl eyledi.



Başlasın faslım, sefâlar hep dökülsün meclise;
İnleyip dursun gazeller, hep çekilsin nefese...



Toprağım hiç kalmasın yalnızca, bir cûş yüklesin;
Güllerim hiç solmasın bahçemde, bin kuş yüklesin.
Neylerim bir çağlasın, girsin zaman nur faslına;
Çökmesin sessizliğim şehrimde, bin gûş yüklesin.
Başlasın yangınlarım, dostlar tutuşsun meşkle hep;
Közlerim mecliste tütsün, kalbe bin hûş yüklesin.
Kubbelerden bir süzülsün âyetim, cân işlesin;
Sâkiler peymâneler yığsın, yanan nûş yüklesin.
Zor kalemim susmasın, doğsun bugün ilhamlarım;
Hikmetin nur rengi, solgun kalbe nûkûş yüklesin.



Yaz kalem yaz, kalp yanarken dillerim hep çağlasın;
Diz sözüm diz, can dönerken güllerim çiy bağlasın...



Hep muratlar yığ gönül sen, çınlasın mîr neşveler;
Hep beratlar yığ gönül sen, aşkla tevfîr neşveler.
Hasretim bitsin, neyim hiç yığmasın hüzzamları;
Şevkle dön sen, közlenip gülsün şu fâkîr neşveler.
Ey dilim yan, canlanıp kurdur segâhın faslını;
Nurla tüt sen, çağlayıp gelsin şu tâdbîr neşveler.
Kor dudaklar handa mahzun olmasın, leb titresin;
Solmuşum hep, doğmasın cansız girih-gîr neşveler.
Saltanat kursun bugün şehrimde kor bülbüllerim;
Hüzne daldım, sözlenip dur kalpte sahîr neşveler.



Ey hüzün şehrim, kuşat sen gönlü bülbülle hep;
Ey yanan şehrim, kuşat sen kalbi sümbülle hep...



Ey zaman, yangın döküp korkutma hâksâr ufkumu;
Ey zaman, vurgun dikip titretme bîmâr ufkumu.
Râyihâlar hep kuşansın, bahçeler hiç solmasın;
Ey zaman, meşkler çekip soldurtma müşg-bâr ufkumu.
Hüzzamın kor rengi çağlattırmasın hiç meclisi;
Ey zaman, bülbül yakıp bozdurtma gülzâr ufkumu.
Gözdeler nur söylesin, kırgın şafak kor bağlasın;
Ey zaman, güller yıkıp çağlatma esrâr ufkumu.
İnlesin dürdâne, sevdasız güneşler yığmasın;
Ey zaman, hicrân ekip büzdürtme devvâr ufkumu.



Dillenen deryâm süzülsün, şevkle yansın közlerim;
Meltemim kessin siyahlar, meşke dursun gözlerim...



Şimdi artık hüzzamın kor dengi mâtem dinlesin;
Şimdi artık çağlayan kor kalbi, âlem dinlesin.
Yıkmasın hiç şarkılar bin vah, çözülsün güfteler;
Dillerim zar bağlıyorken, meşki meltem dinlesin.
Kâinat sevdayla süzsün hep şu kor yangınları;
Aşka vurgunken nefesler, cânı kor Cem dinlesin.
Közlenip kor köşkü yığsın güllerin nur bûsesi;
Bahçeler bülbül yakarken, gönlü şebnem dinlesin.
Çağla vîran dillerim, yan cânımın mahrûsesi;
Kaybolurken ben zamansız, sırrı gül fem dinlesin.



Dinleyin bir dinleyin, can bağlayın hep şehrime;
Közleyin bir közleyin, köz dağlayın hep nehrime...



( fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lün/ )

 



Ahvâl: Haller
Bâl: Kol, kanat
Lâl: Kızıl
Cûş: Coşmak, coşku
Gûş: Kulak
Hûş: Akıl
Nûş: tatlı şerbet gibi içilecek şey
Nûkûş: Nakışlar
Mîr: Amir, bey, baş
Tevfîr: Çoğalma
Fâkîr: Yokluk, zavallı
Tâdbîr: Düşünülen yol, aranılan çare
girih-gîr: Düğümlü, dolaşık
sahîr: Sihirbaz
hâksâr: Perişan halli
bîmâr: Hasta
müşg-bâr: Mis kokan
devvâr: Dönen
gül fem: Gül ağız
Şebnem: Çiy

 

( Terkib- İ Bent - Işığa Doğru başlıklı yazı pervane tarafından 8.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.