taziye bekleyen günler köpürmüştü

gözler ucunda serilmiş yerde yatan

bir kalem tortusu büyüklüğünde

emeli boyundan büyük olan caddelerde

ses vermek en yüce alışveriş

doğmadan önce ağlayan sabahınız varsa

hazır olmalısınız huzura ve hüzne

mutlulukla diz dövmek yormaz insanı

bir kalem nadası beyni terletir belki

uzak kalmamak gerek ufuk meşalesine

gece güneşinin gerdanlığını takabilmek için

 

takı istemez kalem,ilham oldukça

bu senin bildiğin manivela,ruhu kaldıramaz

hançerlenmiş perdelerde bir göz gölgesi

hemen anlarsın ki gözyaşları gezinmiş

buraya kadar anlattıklarım,yazdıklarımdı

yazamadıklarımla sokağa çıkışım bin hayıf

 

terane olmak istemeyen takılarımı

çekmecemde saklıyorum

bir tâk dilencisi kapımı tıklarsa

uzatıp verebilmek için..

ıslanmış mendilimde cesur bir himmet

bu kıvılcım yeter kafiyelerimin peyzajına

tabağımdaki şamatayı bırakıyorum sunak gölgesine

tek bu mudur yorgun dertten kurtuluş?

 

gece gözyaşları destara akıtılır

sedef macunuyla bir misafir olunacaksa

dâyesi sessizlik ve yalnızlık

iki elinden tutan rikkat dakikalarının

susmayan şehrengizi budur çözülmeyen

 

kimseyi rahatsız etmeyen süpürge bakışlar

toz bağlamış camları eritir

biteviye kalabalıklar asfaltı ezerken

dinç gölgeler nadir tebessümleriyle uğrarlar

bir bakışın hatırına

sabah olmadan ve gün dolmadan..

 

serap görülmez uhrevi yağmur altında

evimi de ıslatan behre,merhaba!

mergup elbiseler göz istemeyince

rüya burgacını gulyabaniye veriyorum

kezzap kupasını kim taşımak ister!

sokak lambaları bataklığı hicvediyor

uyanmayanlar bunu duyamadı

kavanoz içinde sesli ağlamak budur

yanarken yandığını ateşe söylememek..

 

açıyorum kapımı bir tıkırtı üzerine

paspasıma bırakılan mektuba uzanıyor ellerim

ellerim ruhumu sıvazlıyor ve ağlıyorum

uzaklardan kaynayarak gelmiş kelimeler bunlar

içime dökülüyor ve içimi yakıyor

nasıl uyurum bu güneşli saatte

sözleri bir bekçiye benzemese de

bekçi oluyorum anlattıklarına

meğer her gece kapımdaymış

dumanındaki fincan eşliğinde

muhabbetin harmanlandığı huzur kemeri

 

                            Gürsel ÇOPUR

( Bir Fincan Gece Bekçisi başlıklı yazı Gürsel ÇOPUR tarafından 18.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.