Bitimsiz yenilgilerin sancıları

Saplanır yetim avuçlarımıza

Kimin girdaplı rüyasında boğulduk

Kimin adağıydık,kurban verildik

Ne vakit pusulasını yitirdi hedeflerimiz
Rüzgarda bozguna uğrayan bulutlarız

Tanırsın bizi

Gözlerine konaklayan yağmurlardan…

 

Say ki,hiç yoktuk

Bu güneş çürüyen yanlarımızla besleniyor

Eteklerinde parıldayan kandır
 

Bakma yürüdüğümüze

Dünümüzden topladığımız ölümlerdir

Bizi böyle yürüten
 

Bu takvim yaprağında saklı

Her birimizin isimsiz mezarı

Bıkmadı bizi öldürüp, öldürüp diriltmekten

Belki bu yüzden

Deli karanlık bakışlarımız

Belki bu yüzden gülümsemelerimiz

Diken tarlası gibi sarar dudaklarımızı
 

Gülmeyi unuttuk,mutluluğu ararken

Kendi karanlığımızda öldürdük ışığımızı
 

Korkma!  hıçkırıklarımızdan

Kaç asırdır miras  gırtlağımıza

Bu yüzden şarkılar unuttu bizi…

 

Suskunluğun ipliğiyle dikili isteklerimizin dili

Sen yalnızlığını da bırak yüreklerimize

Topluca kıydık yıldızlarımıza

Yalnızlığımızın anaforuna ekleriz yalnızlığını

Daha da çoğalır aktörlerimiz

Kendi sahnemizde oynanan

Hep aynı tragedya da

Paramparça dağılan rolleriz…

 

Elleme!

Kurtlanmış yaralarımızı

Doktoru olmayan hasta gibi

Açık ameliyatla kapattık acılarımızı

Öylece masa da kaldı umutlarımız

Narkoz sonrası sendeliğinde düşlerimiz

Bir yerlerdeydi çocukluğumuz

Öyle yabancı

Öyle uzak anılarımızın

Geçmişimiz kekeliyor,sessiz

Acaba yaşadıklarımızla var olmamış mıydık?

Bu akrep,bu yelkovan yalan mı söylemişti

Yüzyıllardan bu yana

Tek gerçeğimiz hayalimiz miydi?...

 

Dur! Gitme

Korkularına sardığın gölgemizden de olacaksın

Ve omuzların bırakacak kendini

Taşıyamadığımız yükün kucağına

 

Korkarız işte o an!

Ne yapacaksın?
 

Dar bir alana sıkışacak sahnen

Rolün kaçacak kimliğinden

Seni sevinerek kovacak kelimeler

Aynalar göstermeyecek suretini

Yokluğumuz ayaklarına dolanacak

kaybolursun,biz olmazsak…

 

biz, adak kurbanları

olmalıyız esir olduğun anın

her bir karesinde

yoksa yaşam ağlarına takılan balıkların

ölü bir su yolu bulurlar boğulmak için

umutların,ellerinin kentini

üstünde kefenlen terk eder

 

en iyisi mi bırak sağırlığı

cinnetimizin kahkahalarını dinle

 

ne kadar uğraşsan da

nafile,

başka başka resimlerde

yansıyacağız gözlerine…

( Adaklı Kurbanlarız başlıklı yazı Senem ÇOPKUR tarafından 23.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.