Şimdi cam kırığı bastığım

Kan tutar bilincimi

Derin bir uykudan uyanır ölüm

Şah damardan girer içeri

Dağılır mahlûkat

Kül rengi olur mavi

 

Nasıl da teğet geçer yaşam

İlla ki baharında bir hayatın

Ne vakit ağzıma bir lokma atsam

Sana düşer aklım, elim, kalbim

Tabiat vazgeçer yeşermekten

Toprak yarıldığı zaman

 

Çıkarıp ruhunu

Boynu bükük bedeninden

Öperek gökyüzünü en mavisinden

Vakit geldi gitmeliyim derken

Yeryüzü baştan sona toza bulanır

Güneş batıdan doğduğu zaman

 

Lokmana kırgınım anne

Çareyi düşürdüğü için elinden

Daha sıkı tutmalıydı daha itinalı

Geçerken Ceyhan ırmağını

Rüzgâr biraz geç kalabilirdi

Sayfalar açıldığı zaman

 

Bir yanım tutsak, Alev bir yanım

Bir elimde ölüm diğerinde meskaline

En fazla yirmi damla dolaşırken kanında

Kollarım anne kollarım diyorum

Neden arkadan sıkıca bağlı

Sura üfledikleri zaman

 

Senin yerine ölmeliyim

Tercümesi imkânsız bir dilde

Senin yerine ölmeliyim dedim

Alnına ölümsüzlük çizerek

Iskartaya ayırdım kendimi

Kıyametle yer değiştiğim zaman

 

Kaç hücre kaldı beyninde

Tümörün sarmadığı

Gülüşüne çizerken güneşi ve ayı

Hatta kâinatı

En fazla yüzün islenirdi

İkimizin yerine öldüğüm zaman

 

Ve cennet yaklaştırılır dimağına

Ayakların düşer o ışıklı yola

Melekler kapı açar ardı ardına

Bir sabah dünyayı unutursun

Hala kalbimdeyken

Nasıl cehennemde olursun

( Kal Diye başlıklı yazı Sebahat tarafından 23.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.