Bugün ahmak ıslıyor yağmur 
Tohumlar toprağa başkaldırırken
Dikine yağan yağmurlara özendim
Sırata ant olsun ki, canı sıkılıyor ayaklarımın
Ahiret kaç adımlıktı da göçe yeltendin
İsrafil’in suruna kulak kesildim
Kimseye müsait değilim

Sus diyor konuşuyor hayat 
Konuş deyip susuyor
Ben gündüze âmâyım diyorum
Her gün bedel istiyor gözlerimden
Söyle kime sığınırım sana sığınamazken
Ben eylülden bu yana d/üşüyorum anne
İki melek tuttu kolumdan birini sana benzettim


Dur anne dur öyle girme rüyama 
Bir düş görümlüğü gelme bana
Söyle kendine beni affetsin 
Kimselerin bilmediği yerler öğrendim
Ağlamaya müsait, sadece bana ait 
Kefen biçtim uykulara 
Karnında uyumaya niyetliyim

Kahrımın en hazin izahında 
Ölmek değil miydi?
Tüm ölümsüzlüklerin adı
Bir mezar taşı ağırlığında
Ah dudağı mora çalanım
Öksüzlüğüme bir selam et
Aç/tım kapımı ecel hizasındayım 

Dedim ya
Bugün ahmak ıslıyor yağmur 
Tohumlar toprağa başkaldırırken
Dikine yağan yağmurlara özendim
Koy elini alnıma da ateşim geçiversin
Ölüm bize tenezzül ederken
Fazla değil bir ürkek serçe kadardın
Görenler huri sansın seni
Bir anne duası kadar kalamaz mısın?
.

( Göç Vakti başlıklı yazı Sebahat tarafından 3.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.