usulca öpecek gözlerinden uyku
geceye gelin olmak için
hazır tenin
horlarken aşkın “mişli” geçmişi
rüya meleği avucunda
hayra koşacaksın
hataların sinmiş bir köşeye
beceriksiz güvenin ıslık çalar saklanarak
geçmişin karaborsaya yatırmış dünkü seni
hızlıca uzaklaşırken zifirinden gecenin
günahların
süzülecek ömründen
karabasandan sola dönüp
ilk aydınlık düşe sapacaksın
kıvırcık saçlı küçük kız
seksek oynuyor ayın ışıltısında
bakışında muzip ifade
“ben senin çocukluğunum” diyecek
sevineceksin
bir deniz göreceksin
rengi umut
dalgası ehli
kanat takmış haylaz balıkları
yıldız çalar efendisine
ısrarcı yosundan özgür
mavisi berrak suya
saçların koşacak önce
yüzdükçe
hiçliğinden arınacaksın
sabah okşayınca yanağını
yeniden doğacaksın
sersem balığın teki kaybetmiş yolunu
bir yengeç,
burcuna aşık olup peşinden gelmiş.
iyot kokusu asılmış vücuduna
gökyüzü affetmiş denizi
odan süt liman
gülümseyeceksin
kahven
yeni bir aşkın ilk umudu kokacak
içini yakacak heyecanı
dünden kalan şekeri çöpe atıp
sade bir hayata merhaba diyeceksin
ve ilk defa
önce kendini seveceksin
Banu Uludağ