TÜM ONLİNE SATIŞ NOKTALARINDA!
Yıllardan 1980, aylardan kalandar. Trabzon'un şirin köyü Sidiksa'da geçen bir kış masalı.
Öyle bildiğiniz masallardan değil; zaman zaman gözlerinizin dolacağı, derin düşüncelere dalacağınız, okurken üşüyeceğiniz bir kış masalı. Bunun yanında küçük ahşap bir köy evinde, karın doldurduğu minik pencereden karşıki kıvrımlı dağlara ve ormana dalacak gözleriniz.
Bir anlık Öfkenin bedeli nedir? Tıpkı bir kibrit çöpünün koskoca ormanı küle çevirmesi gibi bir hiç mi olur sonuç? Fatma ile kardeşi bu anlık öfkenin doğurduğu acımasız sonuçları kaldırabilecek mi?
Kitabın içinden;
Belki de yavaş yavaş şizofreniye dönüyordu Fatma. Neden olmasındı? Onun yerinde kim olsa aynı şeyleri yaşayacağından adı gibi emindi. O gördüğü rüya gayet doğal bir olguydu. Onun hayret ettiği şeylerden biri de nasıl oldu da şimdiye kadar delirmemiş olduğu idi. Kim bilir belki de çoktan akıl sağlığını yitirmişti ve bu yaşadıkları bir akıl hastanesinde gördüğü halüsinasyonlardan ibaretti. "Kim bilir?" diye fısıldadı. Belki de burası bir akıl hastanesinin odalarından biriydi. "Kim bilir?" diye fısıldadı bir kez daha...