Bazen sönmüş bir ocağın külleridir Gönül tutsaklarının mirası Gözleri tılsımlı bir bakış İlahesi olmuş aşığın Yanardöner bir pervanedir Ölüm kadar yakın Vurun prangaya Bin yıla mahkûm
Uçsuz bucaksız bir azap mıdır aşk Ya acısı ağrısı Bu nasıl bir hicran Ağlatan parçalayan Her zerresini lime lime dağlayan Yansa cihan yaksa can Lavlar aksa boğulsa ateşler Kızıl bir laleye benzese Zamansız açsa gönül Bir daha bir daha İnlese yalvarsa Kavrulsa ten günah nar-ında
Zır deli bir gidiş ki Hedefsiz kurşun gibi vurgun Ah! Zalim Ah! Hain Anka kuşu musun? Hani kanatların? Oysa yalnızlığın kokusu sinmiş O çıldırtan güzelliğine Kırıp geçiriyor Öyle bir kasırga ki İtirazsız şikâyetsiz Razı olun! Adı hüzün soyadı ayrılık Namı aşk Efsanelerdeki gibi değil O ateş çemberidir Yanmaya hazır olun!
( Kızıl Lale başlıklı yazı Şükran Aydoğan tarafından 25.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.