Yaratılmışların en güzeliydi. Rabbin sevgili elçisi, kul olmanın örnek özellikleriyle bezenmiş ahlakı ile o ne kutlu bir zat idi.
Özün de hak sevgisi, sözün de hak bilinci o güven timsali el-emindi.
Es-sadıktı her sözün de bir hikmet, sevgisin de sadakatli imanın da sadık
O Muhammed ki sevgililer sevgilisi.
O yüceler; yücesi Allah, en güzel huylar ile İslam’a son peygamber gönderdi.
Özünde ki, nuru yüzüne en pırıltılı haliyle yansıtıp ona Es-Sadık elçimdir dedi. Her kim onu örnek alırsa ruhu nura gark olup, huyu billur bir pınarın suyu kadar saf ve berrak olacak.
Çünkü Muhammed ümmetidir peygamberinin yürüdüğü yolda ki toz bile kulun üzerine dökülen Allah sevgisinin zerresi.
O Muhammed ki gülümseyen yüzünde asalet, karakterindeki erdemler imanında ki ışıkla İslam’a doğan güneşti.
Sabır acı bir su idi onun huyunda tadı şerbet, kederi metanet,
yaratanına aşkı hep muhabbetti.
Allahın resulü olmak kutlu bir görevdi ve o sadakatle Rabbine ve İslam’a hizmet etti.
Kim itiraz edebilirdi ki; edenler helak oldular.
Onun yüreğinde sevgi inci tanesi kadar beyaz eşsiz ve muhteşemdi.
Ya Muhammed yaratılmışların en güzeli, doğduğun günden daha mı parlaktı gündüzün güneşi gecenin hilali?
Sen ki; habibisin Rabbin, sen ki sözünde mert, içinde merhamet, sen ki güven timsali.
Övmekse seni her tavrınla, yaratılışındaki manayı keşfetmek değil midir?
Sözün öze yansıyan güzelliği.
Muhammed’ül Emin varlığından emin olduğu kadar emindi ümmeti, müşkülde kaldığı zamanlar varıp yanına anlatırdı derdini.
Ve bilirdi ki en doğru ve güzel ahlakla donanmıştı peygamberi.
Efendimiz (s.a.v), hayatında bir kere bile yalan söylememişti.
O yalansız ve dupduru ahlakı ile o asla değişmeyen sözü, doğru kelamı ile yaratanı tarafından seçilmiş ümmetince sevilmiş Es-Sadıktı.
Hiç kimse onun sözünden şüpheye düşmez malını, canını, ailesini, emanet eder.
Zerre kadar endişe etmezdi.
Henüz peygamber değilken bile güzel ahlakı ile tanınıp çevresinde öyle sevildi.
O, öyle doğru sözlüydü ki, bir kadının çocuğunu çağırırken: "Gel bak sana ne vereceğim?" demesi üzerine, derhal atılıp: "Ne vereceksin?" demişti.
Kadın da: "Birkaç hurma verecektim, Ya Resülallah" deyince: "Eğer ona hiçbir şey vermeyecek olsaydın, yalan söylemiş olacaktın." buyurmuşlardı.Doğru insan olmak, doğru düşünmek, doğru konuşmakla gerçekleşir.
Bütün bu vasıflara sahip bir insan ancak cenneti ümit edebilir.
Peygamberimiz sıdk ile Allah'a bağlı ve beraberinde ümmetine de, sadakat ve sabır duygusunu bu güzel huyları tavsiye etmiştir.
Ve onlara cenneti müjdelemiş, sadakat hissinin önemini kendi ahlakı ile göstermiştir.
Kişi inancında, niyetinde, samimi ve dürüst oldukça ruhen ve beynen gelişecek maneviyat hazinesi genişleyecektir.
Peygamberimiz Hazret Muhammed Mustafa(s.a.s) Efendimizdir.
Ki ondan daha güzel bir örnek var mıdır?
Sabır ve sadakati, özünde var olan iyi niyet ve merhameti. O ne güzel huylarla doluydu gittiği yolda ümmetine selametti.
Efendimiz (s.a.v),güllerin efendisi, gönüllerin bitimsiz hasretli sevgisi. Dünya nasıl aydınlaşmıştı? Doğduğu gün nurunla…
Gelişi nasıl müjdelenmişti? Annesi Amine hatuna rüyasında.
Kutlu doğum haftasında unutulmayan adını zikretmektir sevincimiz binlerce kez daha.
Ve O ümmetinden ümit kesmezdi asla.
Es-Sadık tır Allahın mübarek kulu onun mukaddes varlığı ile çoğalmaz mı?
Gökler de ve yerler de cennet umudu.
Ey! Muhammed ümmeti bilmelisin ki;
Doğru insan olmak yolunadır dünya sınavında sabrın hikmeti.
Peygamberinin bıraktığı izleri takiple bulacaksın hak aşkı ile hidayeti.
Şükran AYDOĞAN / GÜLCENAZ / NİSAN 2013 YALOVA