SÜSLE; ELİF’LE LAM’LA
Neye inanayım ben şimdi neye
Hafızaya dolan geçmişten ana
Çıkarken ağzından bunca kinaye
Yayılarak gelir saplanır bana
Götürüp atarım Nil’e öykümü
Nasıl yok ederim gerçek peykimi?
Bırakıp giderken hep elden yana
Acıman olmaz mı söyle bu cana
...Nerde mutedil ruh, nerde saf akıl
İnsan ruh haliyle damar damardır
İnsan toprak ile belki de yaşıt
İz bırakan sözdür; sanma şamardır
Hendektir sulara en doğal taşıt
Elinde çubukla çizip hududu
Kin ile göçürür mazbut, mahdudu
Ahdi bozan olur iblise çaşıt
Allah’ım nurunla bizleri ışıt
...Varlığınla nefsi sönenlerden kıl
Bir taife var ki elinde elek
Çalışır durmadan bini birine
Gönüllü kurbandır; kimisi melek
En önde yürürken bakar pirine
O pir ki has adam her bakımdan mert
Sabırla yoğrulmuş dinler durur dert
Lafı sözü olmaz ekâbirine
Durmadan koşturur öz fakirine
...Fazıldır, yanında oluruz çakıl
Bazen felek bizi yatırır terse
Bazen gaileler çeker en dibe
Karıncayı misal almak yeterse
Hiç kimse malını edemez hibe
Toklar aç kalana vermez bir lokma
O yüzden su gibi boş yere akma
Şükür, tefekkür et; sarılıp Rabbe
Sevgi göster asl’a, ol hep muhibbe
...Duyarsan hak dostu ardına takıl
Geldiğin âlemi ufaktan yokla
Sanma el dünyası sana yakıştı
Duvar diplerinde rızık ayıkla
Deme kaçırdığım gözler çakıştı
Düşün karakışı; kiler tamtakır
Neye el attıysan hep kurubakır
Cenk vurmuş yiyecek kana akıştı
Gözlerde okunan mahsun bakıştı
...Yoksa eğer pulun zindana tıkıl
Sarsan kollarınla dolar mı sinen
Uğraşıp yıllarca, de; neyi aştın
Eğersen sırtını çok olur binen
Bu halde nereye, nasıl ulaştın
Başına gelmedik işler kalmadı
Yüzünü güldüren düşler kalmadı
Sabah akşam gittin ele bulaştın
Doğuştan avare, sefil dolaştın
...Bu bencil ruh ile ömrünce yıkıl
Sürülmeden önce doğrul yerinden
Usulca etrafa bakıp selamla
İncitme kimseyi düşün derinden
Aklından geçeni güzel kelamla
Yaz şekl-i sülüsle bil ki o candır
Her durumda ona yürekten yan dur
Mahkûm etme onu kalbi ilamla
Yap, yakıştır, süsle; elif’le, lam’la
...Cennet olsun dünyan ne sık, ne sıkıl
NİLÜFER SARP_____MAYIS .2O11