tel örgü çekili yalnızlığımın zincirleri kilitli
tıkanıyor, pırangalanıyorum yolun başında
kapını çalmakla çalmamak arasında gel gitler yaşıyorum
çaresizlikler içerisinde,
ya hiç
açılmayacak,
ya da yüzüme kapanacak korkusu
kendini beğenmişlğin edası vardı sende de
kaf dağındaydı yüreğin ve erişilmez gibiydin
işte o zaman
başımdan aşağı, kaynar sular şok etkisi yarattı yüreğimde
oysa ben senin sevgini daha yükseklere taşımştım
bütün cesaretimi toplayıp
gönül otağına gelmiştim, boynum kıldan inceydi
vurmasını
bilsaydin
şimdiki
sevdalar, yamalı bohçaya dönmüş
üç gün sever, beşinci gün bıkarmış
ömürlük dediğimiz aşklar, alışkanlık kazanıca
miadını doldurmadan olurmuş mevta!
biz
sevdalı yürekler
yani… sen ve ben
neden? bir noktada buluşamayız
mıknatıs gibi zıt kutuplarız
neden?
gönül kapımız çalmışken bir kere
mükemmeli ararız.
sen! sen mükemmel kadın!
gönül kapımı açmam dedin.
hal bu ki, benim sana
yedi kat yerin altından, karanlıktan çıkartılmış
elmas gibi, ışıl ışıl parıldayan
yüreğimi açmıştım sana!
göremedin orada ki seni
benim de ikinci şansı vermeyeceğimi bilemedin
ne
diyebilirim.
sen kaybettin!
Mustafa Karaahmetoğlu