mis gibi begonya kokardı
evimin bahçesi
taa aşağı mahalleden
gelip geçerken kapımdan 
deli Necmettin ’in
iç giderdi
benim ayağımda naylon terlikler
kenarı nakışlı
şıpıdık şıpıdık
tozu dumana katıp
çimenlerin arasından geçip
bir de çiçekli beyaz tülbenti
tutturuvermişim yalandan
saçlarımın üzerinden
rüzgar 
rüzgar deli Necmettin’e inat
girivermiş uçlarından 
dağıtıvermiş dalgasını
bir o yandan bir bu yandan
ohh bende nasıl bir bahar havası
beyaz dişlerimin arasında
çiğnerken kocaman damla sakızı
veresiye yazdırmışım üstelik
bakkal Mustafa ya
kaçmadık ya öderiz elbet parasını
tarçınlı tarçınlı üstelik
her seferinde 
burnumun üstünde patlayan aynı baloncuk
her seferinde 
bendeki aynı gülücük
geçerken deli Necmettin kapımdan
kesiveriyorum ayşe kadının çamaşır ipini ardından
dolanıyor
siyah makosenlerine beyaz çarşaflar
sendeliyor da düşmüyor garibim
basarken topuklarına
içim gidiyor
içim gidiyor da deli Necmettin’e
delilik onda kalsın


( Deli Necmettin Hikayeleri başlıklı yazı ATEŞİN GÜLÜ tarafından 13.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.