Şu Karakış’ın başında,
Zemherir’in ayazında,
Denize karşı,kumsalda..
Adeta yanıyor tenim;
Tut,bak sıcacık ellerim,
Öylesine rahat gönlüm,
Çünkü hayalin karşımda! …
Ruhuma ferahlık veren,
Yaz Güneşi olup-gelen,
Karşıma geçerek gülen..
Martılar gibi süzülen,
İpek şal olup kıvrılan,
Gözlerimi kamaştııran…
Gülyüzün durur karşımda! ..
Peşpeşe, coşan dalgalar,
Acı-acı esen rüzgâr,
Çığlık-çığlığa martılar;
Senden eserek yayılan,
Gelip,yüreğime dolan..
Şimdi bir başka parlayan..
Gözlerin durur karşımda! …
Görenler,sanır yalnızım,
Belki de nâ-dan,bahtsızım..
Gariban ve kimsesizim;
Ya bir arsız,ya hırsızım! .
Çulsuz,fakir,parasızım…
Kim,nasıl,nerden bilecek? .
Aceb kim durur karşımda? ..
Ufka inen Gün de battı…
İçimi kor gibi yaktı! .
Bir hayal,bir GÜL uzattı…
Mazimizi hatırlattı…
Ayrılık saati çattı..
BEYAZ GÜL durur karşımda! …
—————————
Şimdi buz gibi ellerim…
Tir-tir titriyor bedenim! …
Bişey görmüyor gözlerim..
Ne Gül yüzün,ne hayalin;
Hiçbirirniz yok karşımda…
——
-ERDEK10.01.2008
Zemherir / Karakış soğuğu
Nâ-dan / nâdan / Cahil,kaba,nobran,
terbiyesiz…vb.