Gecenin zifirine baş kaldırıyor ateş böcekleri karanlığın karşısında nurdan yana kamaşır gözleri siyahın nurdan ateşler kıvılcımlanır kalbine gecenin ateş birtek karanlığa işler harını karanlık ateşi kendine közler ve ateş geceye süsler simasını
Elestten mahşere insan anaforları dokur kader hayat tezgahında güneş sabahın ihtiyarlığını yükler rüzgara özgürlüğün savaşını veren ufuklara bulutlar açar merhamet yüregini hüzünlerin okşadığı yetimlerin saçlarına
Ana rahimlerine sahte hür sancılar düşerken şah damarından kelepçelenir özgürlük aceleci gafletin ortasına düşer ateşler senlik benligin hatemesi tutuşturulur gözlerde kibir kuşatmasında biçare kör dövüşlere tutuşur mavi gezegenin rengarenk çocukları
Yalan içinde bir yalan daha tutsaklaşır iki gerçeğe setre bağ düğümünde bir ah akşam ezanında dökülür yumuşak kalplerden şartlı tahliyeli inciler avuç içlerine kurban kınası niyetine dudak bükerek ağlarken günahkarlar Mutlakiyet makamından bir tebessüm düşer yüreklerine
Yağmur tanelerinin düştüğü denizler misali masum özgürlük umutlarını hasat eder topraklar demet demet deste deste özgürlük taşır melaikeler kainatın dehlizlerine çatlar semanın kalbi yedi kapı titrer bir seda yankılanır minicik dudaklardan bir sesleniş " kaldır artık başını yerden Anne Toprak ateşe yasaklandı Ölüm sessizleşti Gözyaşı özgürlüğüne ağlıyor "..
( Hangi Özgürlük... başlıklı yazı kendinol tarafından 3.09.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.