Dört mevsimin içinde kim tanımaz hazanı
Her köylünün evinde kaynar
bulgur kazanı
Eşe dosta çocukla bir bir
haber verilir
Halı kilim toplanır
çayırlığa serilir
Kazanların içine sarı
buğday dökülür
Tezek çalı ne varsa kor
ateşte yakılır
Burcu kokulu buğday
kazanda göbek atar
Sabırsıdır çocuklar ana
çanağa katar
Bir çanağın başında
toplanırken on çocuk
Ana derki kaynasa
pişiverse çarçabuk
Ak çarşafın üstüne sarı
altın dökülür
Dört bir yana yaymaya
nazlı dizler bükülür
Yel değer bulgur kurur
değirmende çekilir
İçini doldurmaya ak
keseler dikilir
Bulgurun bitmez nazı bir
birine ulanır
Seyrek kalbur içinde nazlı
nazlı elenir
İrisiyle düğüsü birbirinden ayrılır
Hazan yeli önünde
omuzlardan savrulur
Doldurulur keseye
kilerlerde saklanır
Güvelenmesin diye arada
bir yoklanır
Karlı kış günlerine
hazırdır artık azık
Ben bunları unuttum yazık
ki bana yazık
Metropol şehirlerde çoktan bozuldu düzen
Dört bir tarafım beton ne
bulgur var ne kazan
Nasıl unuturum ben köyümde
ki dünleri
Yâd ettikçe yanarım
özlerim o günleri.
Düğü;İnce kısırlık bulgur.