Diyorum ki ;
Kadın dediğin ilk temasta bir bebek
Müteakip dokunuşta genç bir kız
Tekamülen parmak uçlarında bir kontes
Final istişarede vahşi bir kısrak
Ve son noktada anne sevecenliğiyle dopdolu
Olabilmeli
Çok güzel ağlamalı kadın dediğin
Gözlerini yudum yudum içebilmeli insan
Çok da güzel gülebilmeli boncuk boncuk yaşlarla
Bakışlarında dans ettirmeli
Endamında secde ettirmeli
Küçük küçük sunmalı kendini
Naz yakışmalı
İşve coşmalı
Şımararak koşmalı
Kapris yapmasını bilmeli
Sevdirmeli hoyratlığını da
Kıskanmalı
Kıskandırmalı
Özgür olmalı, isyanını tadında vermeli
Asil yorumlarla da bir nebze yaklaşmalı hissi esarete
Güzel sevmeli kadın dediğin
Ben olarak sevmeli sanki bir adımda Klimanjaro’ya çıkmalıyım
Sen olarak sevmeli tut ki her hücresinde bir Audrey nefesi
Biz olarak sevmeli ayırmaksızın Juliet ve Mecnun misali
Ezcümle iyi sevmeli
Aşkı sevdayı bir yaşatmalı
Bir yoksun bırakmalı
Bir saymalı
Bir aykırı kalmalı
Ve bir gün
Bir kadın çıka geliyor
Diyor ki ;
Anlattığınca
Tanımladığınca
Yazdığınca
Hissettiğince
Yaşayan erkeği arıyorum
Karşısında durmama rağmen
Sağa bakınıyor
Sola bakınıyor
Yukarıya aşağıya bakınıyor
Sonra dönüp arkasını gidiyor
Geldiğince sessiz
Geldiğince umarsız
Bir armağan bırakmış bana
Açıyorum içini
“ ayna “
Üzerine bir not iliştirilmiş
“ ne görüyorsun ? “
“ tekrar yaz şiirini “
“ yine bir kadın ziyaretçin olacak “
“ ederince “
“ layığınca “
“ yeter ki dengini kavra ”
“ iyi tanı önce kendini “
“ iyi anla önce kendini “
“ düşün bakalım gelir miyim ? “
“ çağır ne zaman istersen “
“ belki ben belki bir başkası “
MCU