Çırılçıplak bozkır coğrafyaların
hayali ütopyalarına kar düşende,
yüreği çatlar toprakların...
Çaresizliği fısıldar gökkuşağı ahengine,
zırhları delik deşik tüm renklerin...
Sek sek çizgileri ölümüne kefen giymiş...
Uçurtmalar naftalin kokusunda mahkum.
İnzivaya çeker çiçekler rayihalarını
bir başka bahar ülkesinde bezenir...
Kumdan sıcak kaleleri kızaklara çeker
soğuk kardan adamlar...
Elleri ceplerinde bir çocuk
bahara takılı kalmış misketleri...
Buzları kırar şefkatli anne ellerinde espaplar
cennetler üşür...
Baltalanmış kalp sesi duyulur ötelerden
kaderine yanmak düşmüş bir ağacın...
Çocuksu düşlere bulutlar çizer
raks eden kara dumanlar
gündüzleri eriten yoksul bacalardan...
Kırık dökük aşklar saplanır kar tanelerine..
Yüreğine hıçkırıklar düşer gökyüzünün
kanar ruhları aşıkların...
Fersah fersah ötelere tutsak sönmüş bakışlara
hüznün ışıltılarını şelpeler batan güneş...
Ayaz rüzgarların haykırışlarından dökülür sancılar
dudaklarda buz tutar üşür sevdalar...
Yüreğinde yangın hasat eder
bir tutam saç avuntusunda aşıklar...
Dağ başlarında yeşile hasret kuru çalılar misali
aşk deminde mutluluktan soyunur ruhlar...
30.05.2013 Muharrem Küçük
kendinol