Güneşin gözleri ışır bardağa dökülürken çay.
Mihmandardır çaya gönüllerdeki sırça saray.
Hoş sohbetin girizgâhı ve metnidir manzara.
Işıl ışıl bardaklarda tebessümdür dolunay.

Hoş bir kekrelik duyulur çayla dilde damakta.
Sanki semaver inlemekte demlik ağlamakta.
Çaydanlığın bağrında ateş açsa da bir yara.
O yara açan güldür özlem dolu dudaklarda.

Kaşıkla ince belli fingir fingir fingirdeşir.
Bir güzel vuslat için dudak bardakla birleşir.
O dem sözlere sığmaz onu yaşamak gerekir.
Bu vuslat ateşine şeker dayanamaz erir.

Dem bu demdir, dost; dost ile hem dem olur söyleşir.
Meclise kadem gelir çayın buğusu gülleşir.
Ayrı bir güzellik çay, dökülürken bardaklara.
Bardak dudaklarla çay kaşıkla özlemle halleşir.

Demlikte davetiye çıkarılır eşsiz güzelliğe.
Buğu buğu tazelik usaresi çıkar göğe.
Ateşin türküsü dinlenirken mesrur bir hâlde.
Hâlden anlayanlar da aynı minvalde dilleşir.
Ankara,30.09.2009 İ.K
.


( Çay Esintisi başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 30.09.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu