İşte bir türkü daha söylüyorum, avazım çıktığı kadar susarak.
Demli bir yalnızlıklara, bir daha hiç konuşmasam diyorum.
Ve sussam sussam, ebediyete kadar.
Hiç konuşmasam...
Bir satır başında birden, kalemim ola bildiğince konuşsa.
Ezberimde kalsa tüm türküler, söylesem uzaklara gitse sesim,
Konuşmasam sussam...
Nakaratındayım, beni bu
gece dehlizlere sürükleyen türkülerin...
Türkülerin ağıtlarını tek başıma yapıyorum,
Tüm şehir duydu beni, bir tek siz duymadınız!
Şiir kokan KALEMİMİ ellerim tuttu, yazma dedim yazmaaa!
Gözlerimin
siyahından içtim, ezgilerin ninnisi eşliğin de,
Ben bu türküleri hangi dipsiz kuyulara atayım da, feryadı figanım sussun?
Kanadı kırık kuşların gagalarında, selamım ulaşsın her bir,
hüzünlü notaya...
Haydi diyorum sana, gidelim, hüznüm topla pılını pırtını,
Hatalar
insanlara mahsus, affet beni yalnızlığım affet.
Artık tek başıma söylüyorum ezgileri,
Birleştiremiyorum, ayrılan elleri!
İnandığım
aşk sözcüklerini kaldırdım,
anneannemin çeyiz sandığına.
İsyan perdesini indirdim, yoksa firar edip kaçacak, bağ bozumu
gecelere,
Grameri bozuk
şiirlere atıyorum kendimi, hangi kırgınlıklara teslim ettim ben beni?
Fasl-ı şahane yıkılışlar, uğruna döktüğüm
gözyaşları terk etmedi gitti.
Bir türkü daha çınlar kulaklarım da’’A L I Ş A M A D I M, HALA UNUTULMAYA’’
Bir nefeslik sigaraya
gülüşlerimi hacizledim, yalnızlar rıhtımında,
Sahillere vuran dalgayım artık!
C a n ı m yandı dokunamadım canına, sessizliğimde dile geldi türküler.
Emine ÖZTÜRK/Balım Sultan/