Seven, iki gözden iki çeşme ağlıyorsa,
Gönül, bayramlarda karaları bağlıyorsa,
Aşkın pınarı, boz bulanık çağlıyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
Sevilen, sevenden her daim kaçıyorsa,
Gönül çesmesi, boşu boşuna akıyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
Seven, buğulu camlara, sevdiğinin adını yazıyorsa,
Daha ölmeden önce, kendine mezar kazdırıyorsa,
Vuslat bir an önce olsun diye, yaradana yalvarıyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
Yatırların köşelerinde, perişan bir vaziyette sızıyorsa,
Daha yolun başında, hayattan beziyorsa,
Averler misali, sokak sokak geziyorsa,
Nelerin olacağını, önceden seziyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
Seven, okuduğunu anlayamıyorsa,
Secdelerini, huşu içinde yapamıyorsa,
Sevda kitaplarının, ana fikrini çıkaramıyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
Irgat olup, güneşin altında, karın tokluğuna çalışamıyorsa,
Özgürlük simgesi, beyaz güvercinleri uçuramıyorsa,
Dervişlerin sofrasına, bağdaş kurup oturamıyorsa,
En manidar aşk mektuplarını, yazamıyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
Seven, kara kara düşünüyor, üzülüyorsa,
Eşini kaybetmiş turna misali, çok yukarılardan süzülüyorsa,
Ayaz gecelerde, sopsuğuk yatağında büzülüyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
Deliler misali, kendi kendine konuşup gülüyorsa,
Bülbüller varken, uğursuz baykuşlar damına tünüyorsa,
Aşkın kıvılcımları, aleve dönüşmeden sönüyorsa,
Seven sevda yolunda, menzil murad almadan dönüyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
Seven aşkın atını nallayıp, dörtnala gidemiyorsa,
Sevdiğinin yoluna, ipekten halılar seremiyorsa,
Destelerce yediveren Muhammedi gülleri veremiyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
Celalli bakışlarla, zalimlerin yüreğine korku salamıyorsa,
Boz bulanık suların dibine, bir nefeste dalamıyorsa,
Bir anlık yar firakında, özlemle dolamıyorsa,
Sevdanın çetrefilli yollarında, kafadengi arkadaş bulamıyorsa,
Vaylar o sevenin haline.
28-29/Ekim/2013