IRKINA İHANET EDENİN SONU

 

Sevgili Dostlar;

 

                Bugün sizlerle bir şiir paylaşacağım. Bu şiir öyle gelişi güzel seçilmiş bir şiir değil. Zaten okuyunca sizler ne denmek istediğini anlayacaksınız. Bakalım seçimim isabetli olmuş mu?

 

IRKA İHANET

 

Kalabalık bir pazar yerinin köşesinde;

Üç beş kafes içinde, keklikler duruyordu.

Sıcak temmuz gününün, yakıcı güneşinde;

Belli ki, yaşlı adam, bunları satıyordu.

 

İnsanlar gelip geçer; bakarlar tutsaklara;

Kekliklere azat yok; para, para, ah para!

Bir genç, müşteri olup, yöneldi ihtiyara;

Adama, kekliklerin fiyatlarını sordu:

 

İhtiyar, göstererek kekliklerden birini:

'Bunun değeri yüzdür; diğerlerinin yirmi.'

Gencin merakı arttı; 'Hepsi keklik değil mi? '

İhtiyar, oturduğu iskemleden doğruldu.

 

Dedi ki: 'Bak evladım; bu keklik ötücüdür,

Şayet onu alırsan, avcı kadar iş görür.

Sesiyle keklikleri tuzağına düşürür.'

Genç başını salladı; mevzuyu anlıyordu...

 

Genç, cebine elini atarak, ihtiyara;

Kekliğin bedelini uzattı; tam yüz lira.

Aldı, yüzlük kafesin kulpunu avucuna;

Başını eğdi öne; bir an ruhu tutuldu!

 

Sözüm ona; almıştı kekliklerin hasını,

Sonra açtı aniden, kafesin kapısını;

Bir hışımla kopardı kekliğin kafasını!

'Bu, ırka ihanetin cezasıdır! ' diyordu!

                                           Halil GÜLŞEN


Bu şiir Alaca Belediyesinin Kültür Sanat Yayınları Şiir Dizisi hizmeti olarak yayına sunduğu “SEN GÜLDÜKÇE UZAKLARDAN” adlı kitabın yazarı Eğitimci Şair Sayın Halil Gülşen’den  seçildi. Kitapta bu şiir olmamakla birlikte daha bunun ders verici, insanı düşündürücü, düşündürürken de bazen güldürücü bazen hüzünlendirici pek çok şiir var. Takdim yazısında şair için “Halil Gülşen’in sade, samimi ve hikâye etmeye yatkın şiir üslubuyla, okuyucuyu ibretlik tebessümlerin tiryakisi yapacak şiirlerinden büyük keyif alacağını umuyoruz. Gülşen’in kimi kurgularının gerçek hayattan, hatıralardan alındığını belirtmek istiyoruz ki, bu Gülşen’in şiir üslubu hakkında anahtar bir bilgi mahiyetindedir.” Denilmektedir.

 

Şair Halil Gülşen aslen Mersin Erdemlili olup, Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünden mezun olmuş, uzun yıllardır da Çorum Alaca’da Öğretmen olarak görev yapmaktadır. “Sen Güldükçe Uzaklardan” şairin ilk şiir kitabıdır. Bu vesile ile buradan şairimizi bu ilk eseri için kutluyor, daha bunun gibi pek çok eserler vermesini temenni ederken sabırsızlıkla da bekliyor olduğumuzun bilinmesini istiyorum.

 

Bu şiiri okuyunca şanlı tarihimizin altın sayfalarında Türkün büyüklüğünü, asaletini, millet sevdasını ve kendi ırkına karşı duruşunu anlatan, Yavuz Sultan Selim için söylenen bir hikâye hatırıma düştü. Kim bilir belki şairde bu hikâyeyi biliyordur ve şiirini bunun üzerine kurgulamış ve yazmıştır.

 

Çokta iyi düşünmüş, iyi ki de yazmış. Çünkü tarihimizi severek öğrenmenin çilesi çekilmiş olmalı. Uzun uzadıya kronolojik tarih dersleri bazen eğitici olmaktan çıkıp itici bir hal alabiliyor. Birde tarih bilgisi sadece tarih derslerinde görüldüğünde çabuk unutulabiliyor. Burada olduğu gibi Türkçe derslerinde şiir tahlilleri yapılırken, böyle şiirler seçilir, öğrenciye ezberlettirilir ve tahlili yaptırılırsa, hem şiir olarak konu işlenmiş olur ve hem de tarihimizin güzellikleri, genç beyinlere nakşedilmiş olur. Şimdi Yavuz Sultan Selim’in hikâyesini yazıp sözümüze nokta koyalım mı ne dersiniz?

 

 “Bir Gün Yavuz Sultan Selim pazarın birini gezmeye karar verir ve saka kuşlarının satıldığı bir tezgâha yönelir. Bütün sakalar 1 altındır fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve 50 altındır.

Yavuz Sultan Selim sorar:

-Bunlar 1 altın da bu neden 50 altın?

Satıcı:

-Hünkârım 50 altınlık olan ötüşüyle diğer saka kuşlarını kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar.

Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir ve “ver o kuşu bana” der.

Herkes şaşkınlık içinde ne yapacak acaba koca padişah bir saka kuşunu diye düşünürken, Yavuz Sultan Selim kuşun kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırı verir ve der ki:

 

-KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR!!!"

( Irkına İhanet Edenin Sonu başlıklı yazı Halil MANUŞ tarafından 11.12.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu