Onlar kadın olmanın zorluğunu her zaman yaşayan
kanatsız kutsal varlıklar 
 
Onlar için kurtarıcı kimliğine bürünüp çok şey yazılır
ama sadece yazılır

onlara göre kadına dair yazmalarda
bende varım diyebilmek
toplumsal duyarlılığa karanlıkdan göz kırpmaktır
 
oysa silmemiştir eli feryadların göz yaşını
tutmamıştır hıçkıran göz yaşın kanayan yüreğini
kendilerini bir an için dahi koymamışlardır onların yerine
 
ama yazmışlardır esmişlerdir eşmeleri deşmişlerdir
kadınlar ezilmesin dövülmesin demişlerdir
kadından çok kadın savunucusu olmuşlardır
gördün mü ordan yazmak yıkmak ne kadar kolay

 
oysa ateşe sarılır küle dönmeler
zülfün kemendine asılır asılmalar 
 
hey dünya
sen insanlık
suç yok
suçlu yok
suçlu da aranmıyorsa
peki sen nerde sin !

ey insan yüklü dünya
suç kimin!
sor !
sorgula
sorgulat
döndükçe döndüren düzeni
 
yoksa !
sus
sus
sus dünya ve insanlık sistemi
yok demi burdan bir çıkışın 
 
seni okadar küçük görüyorum ki ;
içinde yaşattıklarını karıncadan
küçücük buluyorum

 iki gözüm kıple gahım
gece aynasından bakıyor
kendimi kocaman görüyor
seni durduruyorum
 
ruhumun gördüğü
aklımın ucuna soruyorum ;
 
sen dünya !
gecenin karanlığında
kanlarıyla mektup yazıp rüzğarla gönderen
belki bir umut diye seslerini duyurmaya çalışan
kadınlar için ne yaptın ?
 
sen insanlık !
bilmem kaç hayvan suratlı erkeğin saldırısıyla
komaya giren kadın için ne yaptın ?
 
sen dünya !
meta olarak kullanılan
caddelerde satılmışılığın pazarına zorlanan
kadınlar için ne yaptın ?
 
sen insanlık !
karnı deşilip bebeği alındıktan sonra
tekrar taşla doldurulan kadın için ne yaptın ?
 
sen dünya !
gergefin çarkında
kolları bacakları gerdirilen
sonrada zevk kahkahalarıyla gönüllerini eğlendiren
vicdansız hayvan ruhlu sefil şeytanlar için ne yaptın ?
 
sen insanlık !
kapalı kapılar arkasında hapis kalmış
özgürlüğü için ne yaptın?

açlığa sisteme töre kurbanına
yaşam mücadelesi veren
maduriyetini söyleyemeyenler için ne yaptın ?
 
sen meta medyası dünya !
harem tartışmalarını geçmiş
şehir efsanesi yırtık salyası

aman bana bulaşmasın
 kusmuğu demlerinden başka
yazmalarından başka
susuz insanlık için ne yaptın ?
 
sen şimdiye kadar hangi girişimlerde bulundun ?
bunların hesabını nasıl vereceksin ?
bak yazmak yıkmak ne kadar kolay ordan değilmi 
önemli olan yazmak değil
 
çöl sarısı kızılların yangınlarını
bir kirpit ucuna tutuşmuş yanmaları
toprak yüzü cennet ve cehenneme bakmadan
onların gönlünce ağlayan imkanlarını sağlamak
 
ah duymayan görmeyen dünya ah!
meydan meydana kaldı
çölde leylanın değeri bilinmeyen
sahte kahraman boşluğa kaldı

sahi ..sormak isterim
gök yüzün ne renkti senin ?
 
sen başka dünyalarda ölürken
biz hergün ölüyoruz

kadere isyan yanmaksa
yarına geç olmadan
güneş tekrar doğmadan
gün kızılı akşama varmadan
 
delirdi gönül
dalın gülüne kondu gönül
ahu fiğan içinde yandı gönül
uyuyamazsa gül güzeli soldu gönül 
 
şimdi ;
sizin yerinize tekrar ölmeliyim
 
şimdi ;
sizin yerinize tekrar uyumalıyım
 
şimdi  şimdi  bizim yerimize
daha bir kuvvetle dönmeliyim


.... yoksa can gülüm bu erdem çiçekleri bizler olmayalım !
 
Gülay GÖKTÜRK
( Solmayan Erdem Çiçekleri başlıklı yazı GöktürkGülay tarafından 6.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu