Bin doğrunun içinde hep tek yanlışı seçtik
Doğruyu göremeyen gözümüzden utandık
İtibarı bitirdik, senet devrine geçtik
Beş paraya endaze sözümüzden utandık
Tek söz söyleyemedik gönülleri kırmadan
Yaradan’ı unuttuk kaza-bela görmeden
Erkeklik damarımız bir an mola vermeden
Oğulla gururlanıp kızımızdan utandık
Veysel’in bir adı var, tadının son avazı
Türküler öksüz kaldı, yâd edilmiyor bazı
Öz kültüre ekledik diskoyu, popu, cazı
Yılların kadim dostu sazımızdan utandık
Her yanımızı sardı bir uygarlık dürtüsü
Uygarlık diye bildik giyim kuşam ve süsü
Kısa geldi biçilen medeniyet örtüsü
Etek altında kalsa dizimizden utandık
Başıboş kafalardan başıboş söz çıkınca
Emir telâki edip kardeş kanı dökünce
Aynaların önünde aks(imize) bakınca
Karşımızda beliren yüzümüzden utandık
Ruhumuzda zamana yetişmenin kaygısı
Dilimizde mesnetsiz düşünceler yaygısı
Kalmadı hiç kimsede ana, baba saygısı
Atamızdan yadigâr özümüzden utandık
Akıllar bulandırdı her an yeni kurgular
Herkes düzende parça, kim düzeni sorgular?
Gün gelir hepimizi birer birer yargılar
Tarih sayfalarında izimizden utandık
Kenan Baran ( 01.11.2011 )