Veda zamanı gelmişti Adam ağlıyordu! Gözyaşları yanaklarından süzülüp Yüreğinde çoğalarak Yeniden sel oluyor Kirpiklerinden taşıyordu adamın… Adeta af diliyor, dudaklarından dökülen "İstemezdim böyle olmasını"
cümlesini Sanki alnına kazıyordu Ve bir taraftan da adam ağlıyordu. Belki de mecburdu! Gecenin karanlığında yeni gelmişti evine Gelirken karanlık geceyi de üzerine giymişti
sanki? Nasıl olur? Nasıl olur diye avazı
çıktığınca haykırmış Sesi gecenin zifiri karanlığında yankılanmıştı Ellerini yumruk yapıp Ağır gelen, taşıyamadığı başına destek
yapmıştı Ve gözleri iki çeşme adam ağlıyordu… Çok seviyordu kadını… Canı pahasına hem de Ama kadının selameti açısından Mecburdu uzak durmaya Gücü ağlamaya yetiyordu Adam ağlıyordu… Ve kadın… Aynı şehirde, başka bir evde Yatağında iki büklüm, elinde telefon ile İçini çeke çeke… Gözyaşlarını yüreğine döke döke hem
ağlıyor Hem de adama “ne olur anla beni! Anla…”
diye mesaj yazıyordu… Sonra derinden bir müzik sesi duyuldu “Omzumda iz bırakma Yüküm dünyaya yakın Elfida Hep aklımda kalacaksın” diye son bulan… Belli ki bir veda havasıydı esen. Yüreğinde hissettiğin sıcaklık Unutma! Sevdamın kanayan yarasıdır Diyerek ağlayan adamın Gözyaşları süzülüyordu yanaklarından… Unutma! Unutma sakın! Her ne olursa olsun, ne yaşarsak
yaşayalım, Senden tüm izler kalacak hayatımda. Gözlerimden akan her damla yaşta Seni hatırlatmayan bir yer bulabilirsem Kan gölü olur yanaklarım, diye yazıyordu
adam Ve kadın da okuyordu. İkisi de ağlıyordu… Belli ki veda zamanı gelmişti “Hoşça kal can tanem Hoşça kal iyi ki varsın
En güzeline
emanetimsin” diye yazmıştı kadın… Gözyaşları sel olmuş, set çekmişti
aralarına Birbirlerine sarılamamışlar Yüz yüze de gelememişlerdi dostça olsa
da… Vakit tamamdı… Ayrılık saati gelip çatmıştı Ve yolları ayrıldı… Adam hıçkıra hıçkıra ağladı Kadın da hiç bu kadar ağlamamıştı. Ve… Dalından düşen yapraklar gibi Adam bir tarafa Kadın başka bir tarafa Çaresizlik içerisinde savrulup gittiler Çünkü… Mevsim sonbahardı… //Unutma cennete giderken tut ellerimden
beni de götür!// Mustafa KARAAHMETOĞLU
( Mevsim Sonbahardı başlıklı yazı Mustafa Kara tarafından 6.02.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.