Geldik zorlu geçite,ağyarı yar eyledim,
Gün,güneşe inat,gönlü bahtiyar eyledim!...

Kaldırmıyor gönlümüz, artık nazı,niyazı,
Sözleşmeliğim doğuştan,içim de onmaz sızı!...

Kızıl gül sanır ahmak,elde açan yarayı,
Yoksulluk öldürmez de,dil ezer fukarayı!...

Uyanır bir muştuyla,her tomurcuk sabaha,
Yanağı kızarır gülün,açılırken günaha...

Kirpiğimden çiy düşer,kızaran yanağına,
Sabah erken çıkmalı,sevda gönül dağına...

Şeytanım olup şimdi,kirpik indir,kaş oynat,
Kaç yanım var yarasız,onları da sen kanat!...

Dörtyanım ayaz kesti,yalnızım,üşüyorum,
Artık kemale erdim,dibime düşüyorum...

Şimdi tezgahta bile,saklanırım arkaya,
Nasıl olsa çürüğü,satarlar fukaraya !...

Şimdi bir ibrik almış,suluyorlar tenimi,
Umutsuz beklemekten,kaybettim albenimi...

Artık bu son pazarım,güneş eğildi kaştan,
Dağıldı tezgahımız,çıkamadım yokuştan!...

Şimdi köşe başında,oldum bir kibritçi kız,
Beylere kara sürme,bayanlara bir cımbız...

Kazancımı götürüp,serpiyorum kuşlara,
Şimdi çok uzaklardan, bakarım yokuşlara...





( Kibritçi Kız başlıklı yazı HayrettinYazcı tarafından 13.10.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu