Karşılama sevinç çığlıklarıyla oldukça coşkuluydu.Salona buyur etti bizi.
Zaten kendi de evin en güzel odasında,çoğumuzun misafire diye ayırdığımız kapalı tuttuğumuz odada kendi misafirliğinin bilincinde olarak kendini ağırlıyordu.
Yalnız hiç değildi gördüğüm kadarıyla,başı oldukça kalabalıktı.
Tüm sevdiklerini odasına toplamış,hepsi bizler tarafından birer resim gibi görülüp bakılsa da,O vitrindeki tabloyu adeta yaşıyor gibiydi sanki.
Salonumuzdaki vitrine bir çoğumuz süs veya kullanmadığımız görsel eşyaları özenle koyarız.
Ama O sırf sevdiklerinin resimlerini,hepsini de görebileceği şekilde itinayla sıralamış.
Gerçek vitrin Onun evindeki vitrindi,yaşatılan yaşanan.
Çek yatında yastık battaniye değildi gördüğüm.
Defterler dizi dizi,kalemi de biz gelince dinlemede,kayıtlarda.
Hemen bir genç kız edasıyla onları toplama telaşında.
İlgimi çekti sordum.
Günlük tutuyorum,şiirler yazıyorum dedi.
Şiir defterinizin herhangi birine göz atabilir miyim dedim.
Sevinerek verdi yaşını söyler eliyle.
Ben daldım 80 yaşın yaşadıklarına...
Bir de baktım ki 80 yaş hala dimdik ayakta!
Heyecan içinde gözlerindeki feri hala sönmemiş,o kadar mutlu ki oturmak aklına gelmiyor.
Sevdiklerini anlatmak okumak,tekrar yaşamak istiyor.
Benden sesli okumamı istiyor...
Okuyorum tatmin olamıyor.
Kendi okumak istiyor ince-narin-tiz sesiyle!
Her bir şiir sahibini daha bir sahipleniyor.
Heyecan doruklarda kol geziyor 80. yaşta!
Misafirperverliğini,gözlerindeki ışığı parıltıyı,ta kapıyı aralarken gördüm karanlıktaki holden!
Daha bir sürü yardım dernekleri için yaptığı el işlerinden bahsedecek zamanımız olamadı!
Ne güzel bir uğraştı böyle?
Onun yaşamı çok farklı değildi,çoğu gibi sıradandı.
Eşini kaybetmişti ama yaşama sevincini kaybetmemişti.
Onu farklı yapan her şeye rağmen hayatı,yaşamı çoğu şeyi sevmesi,iyimserliği,tatlı dili güler yüzü,hoşgörüsü,yüreğindeki sevgisiydi.
Şiiriyle,günlüğüyle,gözüne yüzüne bedenine ışık gibi yansıyan enerjisiyle
Hayata güzel bakışıyla
80 YAŞIYLA üstelik!
AYLA CERMEN TÜFEKÇİ