Bu bahar ayrı güzel havada gül kokusu.
Zarafetin şerhini besteler erguvanlar.
Tıpkı gözlerin gibi berraktan da berrak su.
Edandaki gizemi nazdan anlayan anlar.
Sözü dirhem dirhem de kahve misal sen misal.
Nisan yağmurları sır gül yaprağında şebnem.
Üveyikler düş görür kanatlarında gümüş.
Cerenler yola bakar gözlerinde hasret nem.
Seni işaret eder görülen efsane düş.
Suya süzülen em de kahve misal sen misal.
Hurufat ve matbuat emrine amadedir.
Kelimeler süzülür ipekli keselerden.
Mısraı bercesteler vuslat tenli vadedir.
Seni sordum nisanda sessizce peltek se’den.
Gönüldeki sitem de kahve misal sen misal.
Sükutun içindeki mana sana dair hep.
Bekliyor sessiz harfler naz deminde
mecalsiz.
Harflerin sükutuna çarpıcı gamzen sebep.
O efsane gülüşün kaldı hayalimde iz.
Sudaki billur dem de kahve misal sen misal.
Belkıs ki yıllar önce naz eda ve saltanat.
Eline su dökemez efsane eceleri.
İkliminden haz taşır ipek yeleli bir at.
Dilim talim ederken gül kokan heceleri.
Fincandaki kadem de kahve misal sen misal.
Ankara, 21.03.2014 İ.K