Mesela
Suçum sabit görülse
vukuatı bol kader defterime
kaç ceza düşülse ki
tehlikeli vuruşlarla
idamını talep ederdin mahkumluğumun
sanık sandalyesine bıraktığım
yığıntı hâyâl kırıklıkları
kaç kez fırlardı gözlerinin yuvasından
_2_
Mesela
zâtını resimleyen parmaklarım
ezilse tırnak uçlarından başlayarak
nefesimi esir alan kalbine
tek çizgi düşürürmüydüm
kırılası kalemimden
tanığı hayli olan bu aşkın görülen davasında
sağlam delillerle berâtını talep etmez miydim
yürek hammallığımın
_3_
Mesela
ömrüme kaç sene biçilse
hafızandan silinir cüz-i şeyler
kaç nefes bağışlardın zîhayatıma
kaç gayri meşru gülücük peydahlanırdı dudaklarının kıvrımlarında
kaç hadsiz mimik kurulurdu alın çizgilerinin satır başına
vücuduna isabet ederken b/akışlarım
kaç mutluluk belirtisi cereyan ederdi
noksanlığında
_4_
Mesela
Darağacına basamak kursalar hakikaten
kaç yalan kaçardı boğazıma
kaç su-i zan toplanırdı iliklerinde
incecik lisanımdan dökülse bir kaç zerre
birleşip yarsa kalabalığı
kulaklarına gökgürültüsü gibi çarpmaz mıydı şiddeti
peki sen
kaçıncı basamakta seslenirdin s/ağırlığıma
’dur! şeksiz-şüpesiz âhvâlini ic’az eden kadın!
dur!
kaldır kederi bakışlarından .’
_5_
Tut ki
kendi intihârını düşleyen arzular nüksetti ruhumda
duvarda boğazına yağlı urgan dolanan bir teselli
tezâhür ediyor
vurup pişmanlığı hedeften
ecel elinden aldım terhis tezkeremi
çeşit çeşit rüyâlardan uyandı
gaflete düşmüşlüğüm
tut ki razıyım kalemimin kırılmasına
hiç sorgulamaksızın as beni yüreğinden
çoktandır tahammülü zor imtihânların
soğuk koridorlarında dolaşıyorum
öylesine razıyım ki
ecel bile sus’ar edebinden
zєץиєp є¢є єяєи
19.03.2014