OĞUL
Ömrümün baharı gonca gülümdüm
Kırdılar dalımı kırdılar oğul
Ben garip bir kervan sende çölümdün
Tozu dumanıma kardılar oğul
Gonca gülüm soldun taze çağında
Bıraktın ananı hazan bağında
Ömür tüketirim efkar dağında
Feryatlarım arşı sardılar oğul
Dört mevsimim hazan bitmiyor kışım
Çatlıyor şakağım zonkluyor başım
Sabra mecal yoktur sızlıyor dişim
Bitmeyen eleme kardılar oğul
Ellere köy olsan bana şehirdin
İçimde çağlayan billur nehirdin
Tanrıdan bahşolan büyük mehirdin
Hikmetini kuldan surdular oğul
Şu yalan dünyada sendin menzilim
Kaybettim yolumu söndü kandilim
Gözüme nikâhlı artık mendilim
Eller darağacım kurdular oğul
Azrail şerbeti kar ile sundu
Erciyes yolları kana ile yundu
On bir körpe kuzu tabuta kondu
Beni can evimden vurdular oğul
Yokluğun ızdırap sanma yaşarım
Azgın Fırat gibi her gün taşarım
Nasıl ölmedim ben hala şaşarım
Ölmeden salâ mı verdiler oğul
Samyelinin bağrı yanıktır bu gün
Evlat acısına tanıktır bu gün
Vicdan mahkemesi sanıktır bu gün
Yarama merhemi sürdüler oğul.