Bir gecede birilerince
Maslahat gözetilerek kesilen
Devasa çam ağaçlarının arasında
Hüzünlenerek yavaş yavaş ilerliyorum
Ruhumun insicamından
Bir hicran nidası nüksediyordu
Kendiliğinden ezelin güzelliğinde ki
Senfoninin ahenginden ebedin mefkûresinden
Ağacı, taşı, toprağı
Hasret çektiği damlayı anlamak
Artık o kadar zorlaşıyor ki her geçen gün
Ruhlarımıza hükmeden
İlahi aşk ötelenirken, sefilliğin
İçinde ki hevesler ve talepler dur durak bilmeden
Yol kat ediyordu işte birilerinin can vermesine değin
Hafızamda mevcut mazi
Ne kadar değerliyse hiç birinden
Kalıcı bir iz bulunmuyordu idrake dönüşmeyince
Reddi miras maharetleri
Arttıkça ağaçlardan ne anlaşılır ki
Mazinin değerleri ne kadar anlamlı olu ki
Atiye bakmak için kültür
Varlığının önemi anlaşılmazsa şayet
Bu vakitten sonra kime ne söyleyelim, ne anlatalım
Her tarafı kuşatan
Karanlıklar yakasında kararlar alınırken,
Sana bırakılan değerleri görmezden gelerek
Tatmini aramak tefekkür ederseniz ne kadar acıdır
Mezarlıklar mekânını
İhata eden rezilliğin daniskası
Ne kadar insanlıkla alakalı olarak anlaşılmalı
Gönül, insanın insan olma iradesidir
İnsan olma, olgunluğa erme aşamasında gönül olmadır
Gönül, insanın birçok etkinliğini, özelliğini taşıyan bir kavramdır
Bir arzu-bilinçtir isteyen
Talep eden, iradesi olan bir bilinç yani İnsanı, insan
Kılan özelliklerini bütünleyen, bu bütünleme çabasında
Onun kendini, kendine özgü bireyselliğini ortaya çıkaran güçtür
Bir havadır, bir yaşam alanıdır
Bir ortamdır, çevredir, gönül hem içimizdeki güç,
Hem dışımızda, bizi kuşatan bir atmosfer, bir küredir
Bireylerin gönlünü bedenleri
Duyguları, akılları, çevreleri, kültürleri besler
Bu gönül besleyici ırmaklar arasında
Bağlantılar kuramayan birey, gönlünü donatamaz
Akılsız gönül olmaz.
Akıl, akıllayarak gönle girer
Gönlün “akletme” boyutunu oluşturur
Gönül düşünür, tasarlar
Ölçer, hesaplar. Akıllayan akılla
Birey gönlü, yalnızca bireyle sınırlı değildir
Birey gönlü,
Çevresiyle, ortamıyla gönüldür
Gönül, bireyde, bireyin ilişkileriyle can bulur
Bu ilişkiler, toplumsal, kültürel, etik, politik, ekonomik
Olabilir, birey gönlü, ortamlayarak, çevreleşerek ortaya çıkar
Ağaçları bir çırpıda kesenler
Her bir canı hırsları uğruna heba edenler
Ruhun dirliğinden ziyada nefsin heveslerinde gezenler
Ölümü hiç akletme yenler, yaşatmak içinde buluna bilirler mi?
Aşkı hiç anlamadan zikredenler
Fikirleriyle aşkı zevklere mahkûm edenler
Tefekkür keyfiyetinden kendilerini öteleyen nice fertler
Kimliğinden yoksun kişilik zafiyeti bulunan onlarca nefesler
Düşündükçe işte bir yorgunluk
Hâsıl oluyor benliğime, umutlarım mı tükeniyor dirliğimde
Milletimin esenliğinde, insanlığımın mazisinde ki var olan değerde
Asırların kavline yazdıkları silinmeyecek güzellikler bir bir düşünülünce
Sanki aşklar o zamanlarda kalmış
Mazi sayfalarında kokusu bulunan ne değerli hazmış
Yeşilliğe meftun bırakan devasa ağaçların köklerinde yatarmış
Bilmeyenler sadece zavallılıklarından bakarak, bağnazlık yaparmış
Zaman mühleti nöbeti istikametinde
Teslim olmuş bir vuzuhla aşk ile mütemadiyen
İlerlerken, tasalardan korunmuş bir itminanlığa davet eder
Düşünenleri, mana muhayyilesinde ki beklenecek nasiplerin hikmeti
Sen ne dersen de iraden seninle
Bir insan kimliğinde, aşkın dirliğinde nefeslenmezsen
Asla hiçbir değerin olmayacaktır mahlûkatı hayatın sinelerinde
İnsan gönlüne, sevgiyle girilmedikçe, zikredilen aşklar hep bahane
Mustafa Cilasun