İnsanın içine işleyen sözler bunlar.
Sedye kirlenmesin, büyük bir nezaketi içerir. Büyük bir incelik… Çok ince
bir düşünce… Devlet malına zarar vermeme ve büyük bir vatanseverlik terbiyesi
olsa gerek. İnsanın içine işleyen ve duyduğumuzda bizi ağlatan bizi ağlamaklı
yapan kelimeler. Bu sözler güzel bir insan olmanın belgesidir. Bu söz güzel bir
yüreğin pırıl pırıl yansımasıdır. Bu söz altın gibi bir kalbin yansımsı olsa
gerek. Elmas gibi beyinden gelen düşüncelerin dile dökülmesidir. Allah senden
razı olsun güzel insan.
"çizmelerimi çıkartayım sedye
kirlenmesin" Bu söz öyle temiz, öyle tertemiz ki… Saf ve halis ifadeler.
Bu edeptir, hayâdır, terbiyedir. Duyduğumuzda “düşündüğün şeye bak” diyeceğimiz
kadar tertemiz bir kalp. Senin yüreğin devlete ait bir sedyeyi kirletmeye bile
müsaade etmezken kimi yürekler bu ülkeyi yakıp yıkmalarına rağmen hala kin ve
gayzla dolu. Senin tertemiz yüreğin devletin sedyesini bile kirletmeye müsaade
etmezken bazı yürekler ülkeyi yakıp yıkıyor, kaldırımları söküyor,
bankamatikleri parçalıyor, toplu taşıma araçlarını yakıyor. Senin yüreğin
ambulansın sedyesinin çizmelerinle kirletmeye müsaade etmezken kimi yürekler
ambulansları taşa tutmaktadır. Aslında burada yaktıkları, yıktıkları, taşa
tuttukları kendi insanlıkları ve kendi yürekleridir. Kişi kendi yüreğini
yıkmadan, insanlığını taşa tutmadan kamu malına ve vatanına bu zararı veremez.
"çizmelerimi çıkartayım sedye
kirlenmesin” sözü kendisini bir işçiden üstün gören kişilere bir tokattır
aslında. Sen zihniyet, insanlık ve medeniyet noktasında benden çok geridesin
demektir. İşçi hakları saikıyla ve işçi adına kamu malına zarar verenlere senin
yaptıklarınla benim düşüncelerim arasında bir paralellik bulunmuyor demektir.
Bu temiz söz bu guruplara sen ne kadar beni suiistimal ederek hareket etsen de
senin söylemlerin ve eylemlerin benim iç dünyamda karşılık bulmuyor demektir.
Bu söz en ufak bir sallantıda ve en ufak bir esintide ülkesini terk edenlere
biz buradayız ve kaya gibi yerimizdeyiz demektir. Bu söz vatan sevgisidir,
ülkeye duyulan derin bağlılıktır.
"çizmelerimi çıkartayım sedye
kirlenmesin” sözü vatan, millet ve bayrak sevgisinin insanımızın genlerinde ne
kadar dominant olduğunu göstermektedir. Bu söz, dünya üzerinde botlarıyla
hemcinsini ezen katı yüreklilere inat berrak yüreklerin de bulunduğunu
göstermektedir. Ülkesini beğenmeyen ve eline geçtiği her fırsatta küçük
düşürmek için çaba gösterenlere bizim yüreğimiz sevgiyle doludur demektir.
Sizin kömür gibi simsiyah yüzleriniz,
yırtılmış çoraplarınız, çizmeleriniz ekmeğin nasıl kazanıldığını bize
hatırlatıyor. Ekmeğin nasıl kazanıldığını ve nasıl alındığını bize bir kere
daha hatırlattınız. Bize asrısaadetten şu tabloyu da hatırlattınız.
Hatırlayınız peygamberimizin Muaz b. Cebel’le karşılaşmasını… Efendimiz Muaz b.
Cebel’le tokalaşmak için elini uzatır. Alnının teri ve elinin emeğiyle geçinen
bir Muaz ellerini geri çeker, saklamaya çalışır. Efendimiz sorar, niye ellerini
geri çektin diye. Muaz şöyle cevap verir: “Ya resulallah tarlada çalıştığım
için ellerim sertleşti ve nasırlaştı musafaha yaparken sizi incitmek
istemiyorum. Peygamber efendimiz uzat ey Muaz, uzat dedikten sonra ve o iki eli
tutarak içlerini öptü. Sonra o eli kaldırarak ve şöyle dedi: “Bu el var
ya bu el, Allah ve resulünün sevdiği eldir ve Allah bu ellere cehennem ateşini
dokundurmayacaktır” buyurur. Bu ellerli taltif etmek ve takdir etmek sünnettir.
Efendimiz bu iki elin içine öpücükler kondurmuştur. Bu el ne kadar o ellere
benziyor… Helal lokma adına nasırlaşan ellere peygamberimiz öpücükler
kondurmuştur.
Allah senden razı olsun Ağrı’lı kardeşim.
Geçmiş olsun güzel insan… İstikla şairimiz Mehmet Akif’in “Allah Bu Millete Bir
Daha İstiklal Marşı Yazdırmasın” demesi gibi rabbim bir daha ülkemizde bu tür
kazaların yaşanmasına fırsat verme. Allah senden razı olsun Murat kardeş.
Yazarın
Sonraki Yazısı