Sıcak, sımsıcak günlerin ardından,
Şimdi yağmur zamanı.
Ve ardından sinsice gülüyor gündüzün kızgın güneşine,
Senin gibi.
Ne kadar zor! Ağustosta yağmak...
Ama yağıyor işte
Her şeyi ile özgür bu gece yağmur
Deniz gibi.
Birden sustu "Çınarcık" evine ya da otellerine çekildi herkes.
Kahkahaların ardından gelen bir ağıt gibi.
Oysa bir kadının susmaya hiç niyeti yok,
Uzaklardan gelen nezleli bir ses eski bir tango söylüyor.
"Yıllar var ki bu gönlüm,
Bir rüzgarın önünde.
Durmadan sürüklenen,
Sarı bir yaprak gibi."
Gözyaşlarım "ağzını tıkıyor rüzgarın"
Zehir gibi.
"Denizse gülümsüyor uzaktan"
Gökle birleşmenin tadını çıkararak,
Bunun yarını da var diyor sanki.
Dinle ey şair ıssızlığı,
Yarın bulamazsın bunu.
Yine akar insanlar, insancıklar,
Nehir gibi.
Daha dün mısralarımda bahsettiğim,
Yıldızlarsa saklanmışlar bu akşam.
Rüzgarın dağıttığı ak saçlarıma yağmayacaklar.
Ah! Yağmur görüyor musun yaptığını?
Ben sana gök gürültüsünü özledim mi dedim?
İçime çekerken havanı, yine de kızgınım sana.
Tahir gibi.
Bakma kızgınlığıma yağ hadi yağabildiğin kadar.
Mıh gibi yağ,
Çığ gibi yağ,
Ağla ağlayabildiğin kadar.
Bir çocuksu tatlılık gelsin gök yüzüne.
Uy uyabildiğin kadar rüzgarın "hınzır uğultusuna"
Şiir gibi.
Mehmet Fikret ÜNALAN
(
Yağmur Zamanı başlıklı yazı
MehmetFikret tarafından
3.08.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.