bu ne telaş nedir acelen
bir veda bile etmedin giderken
sabahı bile beklemedin çıktın yola
uzaklar da yolunu gözleyen mi var
her uzayıp giden yol
mutluluğa götürmez ki insanı
öyle zanneder ve yanılırsın
mutluluk sen de kalandır biliyorsun
eğer elveda denip de koptuysa ipler
o senin değildir artık
suskunluğum sakın seni aldatmasın
fırtına öncesi sessizliğimdir sakinliğim
deli bir kasırgaya dönüşür ruh halim
gözlerimden dökülen yaş damlasıdır beni engelleyen
yanaklarımdan süzülür inci tanesi gibi
sığmaz avuçlarıma birikir
bir koca çınar gibi kökümden sallanırım
dalımda budağım da sendin haykırırım
görmeyeyim diye yıkılışımı
dizlerimin üzerine çöker öylece kalırım
oysa ne kadar da alışmıştım sana
saatin akreple yelkovanı gibiydik
bir günde aynı yerde çakışsa da yolumuz
kimbilir
alışırım belki zamanla yokluğuna
ama ya o kokun
onu nasıl atacağım üzerimden
cennet kokusuydu sanki içime dolan ...
Refik
13.08.2014
İstanbul
(
Suskunluğumun Nedeni Sensin başlıklı yazı
keskin2011 tarafından
13.08.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.