Bir umudun hüznüyle hemhal olmuştum
Bu yönüyle ilk bakir adımlarım ve sanki hülya cenahımda yaşadıklarımdı
Nasıl düşünsem, aklıma gelenle mi yetinsem, yoksa bir çare adına neylesem derdim...
Gün ola, harmanın vaktiyle hakikat meşkiyle umutlarımda tav olmasını isterdim
Ve fakat aşk ve muhabbet babında çok sefildim
Hoyratlığın deminde, merakın hasredildiği meyille, kan beynime hükmedince
Durmak, duraklamak, düşünmek için izanımla mukavele yapmak gelmezdi içten
An ve nasibi zaman derdim, ne kadar müddetim var ki dahi bilmezdim, öyle derdim
Alıp başımı giderdim, efkarın esiniyle meşk ederdim
Kuytu mekanların, sessizliğin şad olduğu sedaların ahengine hayli meftundum
Terennüm ettiğim uhdelerim hasrete bir başka nazarla bakar ve halime anlatırdı
Sabır sanki hancıydı, kanaatle yetinmek için umutlarım elbette badireli zamandı
Hülyalarım sessizce gün yününe çıkmaya başlardı
Hissiyatım kabarır, içim hicranın esiniyle sızlar, ruhum için eyvallah demek kardı
Nerde su görsem, çıldırmış gibi havlayan köpeği seyretsem, kuşun sesiyle irkilsem
Okunan ezan-ı Muhammedî'ye için bilmem ki şimdi ne desem, ah boynumu büksem
Bir gün olsun hiç sormadın, evet adım adım unuttun
Ruhumun ıstırabını bir yana koydum, gönlümün hüznünü umman aşkına gömdüm
Varsa bir sözüm, özümden kopan, kalbimde anlamlaşan asudeliğin firkatindeyim
Artık ne söyleyim, göçmeler eşiğinde nefes nefese ve fersiz gözlerle sükut içindeyim
Mustafa Cilasun