TERSİNİM GERÇEĞİ
Ateizmin yan ürünü olan Materyalizm her şeyin maddesel bir karşılığının olduğu
maddeye indirgenebileceği mantığını temel almış nice bin yıllardan beri bilimi
etkileyen felsefelerin başında gelir.
Materyalizmin Tanrı
tanımazlar tarafından sahiplenilerek bilimin Tanrının olmadığı doğrultusunda
yorumlanmaya çalışması bu felsefeye dinselliğe benzer tek yönlülük, tutuculuk,
bağnazlık getirmiştir.
Hâlbuki bilim tam bir düşünsel özgürlük ve tarafsızlık ister.
Bunun nedeni ise doğamız gereği çok sık
yanılmamız aldanmamızdır. Bir bakıma algılayabildiklerimiz bir doğrular
yanlışlar yığınıdır.
Gözlem ve deneylerle; ulaştığımız gerçeklere dayanan mantıksal
çıkarımlarla bu yığından doğruları arayıp bulmaya çalışırız ki buna bilim yapma
diyoruz.
Gözlem ve deneylerin mantıksal
çıkarımların sonuçlarına dayanmadığı halde peşinen ret ve inkâr edilemez gerçekler
kabul edilmiş dinlere inançlara ya da felsefelere dayalı hiç bir varsayım
bilime temel alınamaz, bilim bu tür varsayımların üzerine kurgulanamaz.
Kurgulanırsa ortaya çıkan pek çok vahim hatalar, yanlışlar
içeren güdümlü bilim olur.
Temel alınan mantık yanlış ise ulaşılan
sonuçların da yanlış olacağı açıktır.
Her şeyden önce bilim terazisinin doğru kurgulanmış olması
gerekir. Eğer terazi yanlış tartıyorsa doğru tartmak için yapılan çabalar sonuç
vermeyecektir.
= = =
Tersinim nice uzun zamandır uygulanan
bir büyük yanlışı ortaya koymakta bilime yeni bir anlam ve boyut
kazandırmaktadır.
Bu nedenle tersinim tüm bilimsel bulguları yeniden sorgulayıp
yorumlayacak tüm yaşantımızı yeniden yön ve şekil verecek kadar önemlidir.
Fakat her şeyden önce bir mantık
düzeltmesi gereklidir.
İyiler kötülerle, güzeller çirkinlerle, doğrular yanlışlarla
tartılıp kıyaslanırsa gerçek gerçeklere; her türlü yanlışlardan hatalardan
arındırılmış gerçek bilime çok daha kolay ulaşabiliriz.
Bu nedenle bilim kesinlikle tarafsız ve
özgür düşüncelerin, araştırmaların, yorumların ürünü olmalıdır.
Tersinim buna önce kanıt sonra sonuç ilkesi olarak tanımlar ve
bilime temel alır.
Tersinim hangi dine inanca felsefeye
temel olursa olsun doğruluğu bilimsel yöntemlerle gösterilmemiş hiçbir
varsayımı inkâr edilemez gerçek ya da gerçekler olarak kabullenmez.
Bilimin bu tür sahte gerçekler ya da şüpheli varsayımlar üzerine
kurgulanmasına izin vermez.
Bilimin ortaya koyduğu gerçekler hiçbir
zaman birbirleriyle çelişmez. Uydurmak için eğip bükmeler, zorlamalar
gerektirmez
= = =
Tersinim şu esaslar üzerine kurulmuştur.
1)-Varoluştaki tüm düzen ve sistem
sahibi yapılar zaman içinde tersinime uğrar. Sonuç kaçınılmaz olarak
düzensizlik, sistemsizlik, bozum ya da karmaşadır.
Tersinim tüm düzen ve
sistem sahibi yapılarda zaman içinde ve doğal şartlarda oluşan eskime,
yıpranma, azalma, çoğalma, çeşitlenme, değişme, sakatlanma, hastalanma,
yaralanma, ihtiyarlama vb. Şekillerindeki OLUMSUZLUKLARIN genel
ifadesidir.
Olumlu değişimler yoktur.
Mutasyonların tümü az ya da çok
zararlıdır.
2)-Tersininim başta maddenin korunumu, termodinamik olmak üzere
tüm doğal kanun, kural ve ilkeleri kendine temel alır hiç biriyle çelişmez.
3)-Tersinim yaşamın her safhasında
rahatlıkla gözlenip sınanabilir; daha da önemlisi yaşanır.
4)-Düzen ve sistemlerin bir başlangıcı ömrü ve sonu vardır. Bu
nedenle ezelden gelip ebede gitmezler.
5)-Düzen ve sistem sahibi yapılar
irade-bilgi-yeterli güç-yeterli madde ve yeterli zaman beşlemesinin sonucu
oluşur aniden ve rastlantılarla ortaya çıkmazlar.
6)-Tüm düzen ve sistem sahibi yapılar tersinime açıktır.
Tersinimin fiziksel ve kimyasal pek çok nedenleri vardır ama en önemlisi
kontrolsüz enerji giriş, çıkışları gibi etkenlerdir.
Tersinim etkisi bu yapıların korunma - savunma - bağışıklık - çevreye uyum
sistem düzen ve mekanizmalara sahip olup olmadıklarına; bu mekanizmaların
işlerliğine hassaslığına, genişliğine, derinliğine; zamanın uzunluğuna ya da
kısalığına, tersinim etkenlerinin gücüne ve çeşidine bağlı olarak değişebilir.
7)-Düzen ve sistemler oluşturmak zor
karmaşa ise kolaydır. Karmaşalar için kaba güç ve kısa süreçler yeterli
olabilir.
Düzen ve sistemler ne kadar
kompleks ve hassas ise bozum o kadar kolay olur.
8)-Düzen ve sistemler amaçlarına uygun kanunlar, kurallar,
ilkelerle şekillenip yapılanırlar; işlerlik kazanırlar varlıklarını korumaya
çalışırlar.
9)-Karmaşalarda (düzensizliklerde
sistemsizliklerde) kanunlar, kurallar, ilkeler bulunmaz.
Kanun kural ve ilkelerin bulunması o
yapının düzen ve sistem sahibi olduğunun kanıtlarıdır.
10)-Nice milyar yıllardan beri değişmeyen kanun, kural ve
ilkelerle şekillenip işlerlik kazanan evrenimiz (ve tabii ki dünyamız) düzen ve
sistem sahibi muazzam bir yapıdır.
İrade, nitelikli bilgi, nitelikli güç, nitelikli madde ve yeterli zaman
beşlemesinin ürünüdür.
11)-Maddenin korunumu kanunu
evrenimizin bir başlangıcının ve sınırının olması bir Büyük Bütünün var
olduğunun kanıtlarıdır.
12)-Büyük Bütün kütlesiz bir NURDUR. Kütlesiz olduğundan
sonsuzdur.
Evrenimiz ve diğerleri bu kütlesiz Nurun içindedir. Onunla kuşatılmış; sarılıp
sarmalanmıştır.
13)-Big Bang güdümlü bilimin varoluş
sorusuna tabi olduğu felsefe temellerine uygun cevap bulma amaçlı sipariş bir
teoridir.
Akıl mantık ve bilim dışı
pek çok çelişkileri içerdiğinden tamamen yanlıştır.
14)-Varoluş Büyük Bütünün bir zerresinin kütle ve hacim
kazanması, maddeleşmesi, genişimi ile başlar. İlk madde, olabilecek en büyük
atom ve moleküllere sahiptir.
15)- Elementleri oluşturan atom ve
moleküller atom içi parçacıkların eksi ve artı elektrik yüklü yapıları gereği
zaman içinde kademeli oluşmazlar.
Başlangıçtan itibaren bir
düzen içinde varolmak zorundadırlar.
Elementlerin oluşumu
kademeli fisyon (bölünme) şeklindedir.
Sonunda en basit element
olan hidrojen ortaya çıkar.
16)-Elementlerin füzyon (birleşme) sonucu oluştuğu varsayımı
gözlem, deney ve mantıksal çıkarımlara dayanmadan çok, güdümlü bilimin
temellerine uygun olduğu için ortaya atılmıştır.
Akıl mantık ve bilim dışı pek çok çelişkiler içerir.
17)-Bir yapının canlı olarak
nitelenebilmesi için en azından korunma - savunma - bağışıklık ve çevreye uyum
– beslenme – üreme özelliklerini eksiksiz sahip olması gerekir.
Bu nedenle en basit canlı
bile düzen ve sistemlerin bütünselliğindedir. Rastlantılarla oluşamaz.
18)-Her canlı türünün uygun yer ve zamanlarda yeterli sayılarda
var edilmiş bir arı ırkı vardır.
19)-Canlılarda zaman içinde gözlenen
değişmeler gen havuzu dâhilinde oluşur. Bu yolla çeşitlenirler. Irklar dar
alanda çeşitlenmeler sonucu oluşurlar..
20)-Gen havuzundaki değişimler kesinlikle tersinim yönündedir.
21)-Türlerden türlere geçiş mümkün
değildir. Bu tür oluşumun önünde aşılması mümkün olmayan doğal engeller vardır.
22)-Tüm canlılar ekolojik sistemin bir parçasıdır. Her canlının bu
sistemde bir yeri ve görevi vardır. İnsanlarda buna dahildir.
23)-Tüm canlılar yapılarını ve yaşam
avantajlarını korumaya çalışırlar. Koruyamayanlar elenir. Buna doğal elenme
denir. Doğal elenme doğal seleksiyonun tam karşıtıdır.
24)-Canlıların korunma -savunma - bağışıklık ve çevreye uyum
düzen sistem ve mekanizmaları ZARARLILARDAN korunma mantığıyla kurgulanmıştır.
Canlılar faydalıları seçmezler.
Bu nedenle faydalıları seçip üstünlük sağlayanlar diğerlerini eler mantığındaki
doğal seleksiyon yanlıştır.
25)-Canlılarda üreme doğal YENİLENME
şeklidir. Canlılar bu yolla varlıklarını (yapılarını) uzun süreçlerde koruyup-
nesillerini sürdürebilirler.
26)-Irklar daralan (allopatrik) çeşitlenme ve seksüel seçilim
sonucu meydana gelmiştir.
27)-Doğal olan en güzeldir. Doğallığı
korumak zorundayız. Bilim, tersinim sonucu bozulan doğallığı düzeltme yönünde
çabalamayı, geri kazanmayı ana gaye edinmelidir. İnsanoğlu bu konuda birinci
derecede sorumlu ve görevlidir.
28)-İnsanlar doğanın efendisi olma kadar bir parçası ve baş
sorumlusudur.
29)-İnsanlık dünyanın kaynaklarını har
vurup harman savuran, doğallığı zehirleyip bozan, modern kölelik düzeni
oluşturan tüketim ekonomisinden süratle kurtulmalı; zaman, akıl ve enerjisini
doğal görevine yönlendirmelidir.
30)-Dünyanın askere ve silaha ihtiyacı yoktur. Bu ve tüketim
ekonomisi yönünde harcanan güç, para ve zamanı dünyamızı daha doğal, daha
verimli, daha güzel bir hale getirmek için kullanmalıyız.
31)-Tersinimde doğal aile birinci
plandadır. Doğal aileler anaerkildir. Anne ailenin tartışılmaz reisidir. Baba
dahil diğer aile bireyleri anneye yardımla görevlidirler.
32)-Anne ve çocuklar kesin olarak toplumun dolaysıyla devlet
himayesinde, desteğinde, her türlü koruması altında olmalıdır. Anneleri
çocuklarından ayırmama dikkat edilmeli; kadınlarımız, kızlarımız bu doğal
görevlerine uygun eğitilmeli, annelik birinci görevleri olmalıdır.
33-Bu günkü adalet mekanizması güdümlü
bilim ve mantığın etkisi altında olup tam bir keşmekeş içindedir. Sosyal düzen
ateizm felsefesinin temellerine endekslenmiştir.
Süratle tarafsız bilime
dönülmelidir.
Ciltler dolusu kanunlarımız
olmasına rağmen suçluluk önlenemektedir.
Kanunlar herkesin anlayıp
uygulayabileceği şekilde basitleştirilmelidir.
34)-Suç=ceza- iyilik=mükafat sistemi uygulanmalı ve taviz
verilmemelidir.
35)-Suçlular hapislere atılma yerine teşhir ve sürgün cezası uygulanmalıdır.
Bu konuda pek çok öneri yapılabilir.
Konuyu sosyal tersinimde ayrıntılı ele
alacağız.
Görüleceği gibi tersinim bilimsel bir devrimi müjdeler.
Tersinim ve Hüdai Çakmak
imzalı tüm yazılarımız alın teri ve göz nuru mahsulleri olup kaynak gösterme
kaydıyla alıntı yapmaya açıktır.