Yıllardır
kapında bekliyorum
Arzı edep ederek
hal ikliminde eriyip tükeniyorum ...
Kalbi fakirliğim sebebiyle
kimseye derdimin derinliğini zikretmiyor inliyorum
Derdin
sahibine iltica ediyorum
Kudretin asıl sahibiyle
hallenip hicranı anıyorum
Kalbimdeki solgunluğu, ruhuma
avdet eden hüznü zemheriyle barışık yaşıyorum
Sen nasıl
çare bulacaksın
Kalbin perdelerinden
anlamadan ilaç mı yazacaksın
Hicranımı nasıl harman ederek
hasatın bereketiyle ruhuma öteleri anlatacaksın
Ölüm
korkulası bir sevda değil
Dirliğin içinde raks eden
birliğin güzelliği davet eder
Toprak kabrin safhalarında hazzın
sırrı ve sürurun icabeti aşksız katiyen değil
Sabrın
yumağından kanaat işlenir
Kalbin güzelliği idrak ile
suhulete gebe düşlerin sevincidir
Vuslat kimlerin derdiyken kıymet
irade de tercihlerin prangalarına hapsolan erktir
Ne olur sen
aldırma serzenişime
Divaneliğimin akseden
perdelerindeki sağanak düşlerime
Bir kulak ver tamburun hüzzam
sesine ve kemanın tiz titizliğindeki gizemli tılsıma
Düşen
yapraklar ruhuma yansır
Kalbimin hicran duvarları
sancılarla vurgunlar yaşatır
Mevziler o an için aşkı anlatır,
kalbim hüzün içinde solgun nefeslerle hakkı anlatır
Haklısın
tabip zahirim sefil
Bilmem ki şu fani dünyada
garip halime kim olacak kefil
Düşkünler safındayım, ruhi arızalar
cenahındayım ve hadsiz serkeş bir hal içindeyim
Ezanlar
kime ne anlatıyor
Aşkın saflığından dem
vurarak uykularımı kaçırıyor
Kalbim acizliğiyle çırpınıyor, dilim
sukutun çığlıklarıyla idrakime bilsen neler anlatıyor
Mustafa Cilasun