Haline müdrik olmadan
Dağlanan sinesinin ıstırabına bir deva için yorulmadan
Boşluğa akan gözlerinin insicamında ki derdi
Ruhumun derinliğinde yaşamadan
İman ettiğimi sanmam
Zan içinde oyalanmak kurtarmayacaktır azmimi
Derlenmeliyim, birlik adına bir şevk ile dirilmeye erişmeliyim
Ölmeden, ölenin halinde nefeslenmeliyim, gönül nedir i şehretmeliyim
Ne kadar acırsam çocuğa
Boğulacağım içinden çıkamadığım boşluğun hülyasıyla
Can kimin, mal, mülk bilmem ki nasıl kalbin
Ruhum çok bedbin, yıkık duvarların ahında inleyen bir sor kim
Vakit kim için rehberdir, hangi davetin haşyetinde bekleyen erktir
Akıl niye senindir, vicdan peygamberi bir mihenktir, kim ne kadar bilir
Her gün göçen nefes niye lal halindedir, ruhunda ki korku nasıl kederdir
Saz, ne güzel dile gelir
Dirliğin ve birliğin sessizliğinde ki umut misalidir
Sinelerde ki gamı ancak ihlas ve ihsan sahibi olan arif bilir
Kalbi inşirah iledir, gönül kapısı açık bir hilmdir, sabrın içindedir
Kanaat etmeyi zül addetmeyi beceren salihtir, veren el ne güzel ve zariftir
Kalp ancak sahibiyle azizdir
Ruh aidiyeti içinde ki bakirlikte mahfuz olan edeptir
Aşk, nasibin muvacehesinde ki ferdir
Ehliyet sahibi ne kadar vefalı ve fedakârsa, çileyle erişecektir
Her nefesin derdiyle hemhal olmadıkça sadece hevestir
Hizmet ehli olmak, ziyadesiyle tavsiye edilen inceliktir ve dirliktir
Toprağın altında ne var,
Hangi nefes—i ar mahzunca bakar hissedilecektir
Yüksünmek, kime yakışır, küskünlük asabiyet ile barışıktır dillenecektir
Her can, ölüm ile refik olan nefestir
Ahiri için dertlenmeyen nasıl bir hesabın içinde gürleyecektir
Ne kadar figan etse, feryadıyla dağları inletse, bir hüküm verilecektir
Merak, ilmin eşiği, idrak ruhun yetisidir, kalbiyle yol alan ihsan edecektir
Zikrin ve fikrin muteber olanı,
Şekliyetten arileşmiş ve ihlas ile ağlayanı bilecektir
Yağan kar yeryüzünün kefenidir, yağmur mukayesesidir, aşk ile rahmettir
Akıl ve izan sahibi olan hidayet üzere nefeslenen abittir, taktir Rabbindir
Mustafa Cilasun