Hayat öyle acımasız ki lime lime vuruyor
yoruyor yoğuruyor umursamaz uzayışlarımızı
Zümrütü Anka olmuş gönül
ateşli bir sudan külün içinde sevdalar
öyle buharlaşır zelalleşir genede aşk içre aşk olarak döner
...
bak geldim gene yar yağmurlarımla
geldim yine yoluna sevgi pak ile
sensiz huma kuşu humuluşlarındayım
ama umursamaz kuş değilim
aşk ceza
kalp ceza
sen ceza
ben ceza
vefa ceza
suç ceza
hayat ceza
dünya ceza
resmini çizilebilir misin cezaların
bazen çiziyorum ceza üstüne ceza
can içre canım-soylu asil resmimsin diyerek
bak şanına ruhum çıkmazlarındayım
kutsal yeminli sözüm özümden çıkmıyor
akıllıymışım güzelmişim kime ne
zeki sosyal farklı olmak neye ne
hangi derin derinliğin dengi değeri ne
geç geç geç diyor her söze boş diyor
geçmeler her demden geçiyor da neden hala senden kalıyor
her günüm yarınlarımdan geçiriyor da
kırılan kanatlarım her defasında neden sende çırpınıyor
ateş ateşi yakar mı
su suyu yıkar mı
susmak yıkamak yok olmaksa
neden hala yoklarım dan yıkanmıyorsun
hangi gözün zind
hangi sözün zen
hangi yeminin zem
hangi nazın nazlı zelal
hangi kışın yazındasın
ilk aşk unutulmazlığın aşkında daha bir aşk aşka
bak her hecemde daha bir aşkla hecelenirim bağlanarak
gönlümün gözü çıksın neden hala sana yürür zelal zelal
baharım açar her gelişinle
seven gönlüme dökülür
sonra bir yağmur yağar
eskisinden daha hızlı delen
gülün yaparaklarıma derin izler bırakır
sonra delicek yağan yağmur ıslatır
bak damla damla nazlı nazlı yaprak yaprak
gül kokulu damlalar iniyor yüreğime
gamzelerim açılıyor gel daya yanağını
ipeksi bebek dokunuşlu yumuşaçık
ıslatacağım gül dudaklı sarılacağım
çocuklar gibi şenleneceğim
görüyormusun
gör
duyuyormusun
duy
yağmura sor anlatsın gözyaşlarımı
yazarım sulara akan yüreğime
kimseler bilmez kanayışımı
yağan kara sor beyaz bakışlarımı
diz boyu yüreğim sen soylu
akıtırım kar beyaz donmalara suyumu
akıyor gönlüm yollarına
tatil gelmiş dediler neyime
kurban olduğum umursarım umudumu
umursamazlık neyime
yaşama umudu bahşet cennetinden
üstün olan sevdamız kimsecikler neyimize
yarım kalmasın şarkılar
olmasın sonu olmayan sonlandırmalar neyimize
akıtılan göz yaşım revan içinde
adanmışım sana helalin diye
çetele hesabından çıkamazsın
adak sayısını unuttun mu
pınarların başında yokluğunda avunduğum suyumsun
parmaklarım dan akar şarabım
varsın kelebek kanadın ömrü kadar az sürsün
balım damlayan şarabımsın ömrümde
sararmış göz çapaklarımla gene sana sarılırım gecelerimde
hadi gel çek çıkar beni gözü açık uyumalardan
çeyizin yolla iste beni sözlerin amentüm olsun içinde emanlı
sandığın varmıydı sahi
üzerine kutsal yeminler bağışladığın fermanın
evveline sığdıramamışken çok geçmişime sığın
gelecek saten vuslatım
ruhuyun dizginlerinde üşümeyesin
düşlerden düşmeyesin düş / esin
irem bağları hıram bağları arasına da düşme
düşürülme düşlenme üşüme ki düşmeyesin
sen yeterki gir asıl aslısı olan asil cennetime
ben ayakların bastığın toprağın olurum
en verimli ağacın elmalı şekerin olurum
günahını boynuma toplar vesilen olurum
gel yeterki gılmanım ol cennetimde
gel yeterki yağmurum ol cehennemimde
gel yeterki uzaklarımdan şahidim ol yağmuruma
gel yeterki muradım ol umutsuz umursamaz umarlarınla
Gülay GÖKTÜRK
(
Gel Yağmurum Ol başlıklı yazı
GöktürkGülay tarafından
12.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.