Her gün, gün düşme vakti usulca
Umarsız,vicdansız,şaşkın bir mecburiyet
Sıyrılır bir hırsız gibi kirpiklerimden
Belkilerden doğan heyecan
Sönmeye başlayınca sokak lambaları
Işığını kapatır hemen
Bir isim düşer dilime
Bir misafir gibi
Apansız beklenmeden gelen
Bavulunu dayar akil duvara
Ne bir hoş bulduk der, ne bakar gözlerine
Ne kadar yakarsa rutubet boğazını
Özlem o kadardır işte!
Ağır küf kokulu bir hüzün sızar
Sorarsın?
Kasıtlı mı kapağını aralık bıraktı acaba?
Çökertilir umutların mevzileri
Elleri başlarında ilk teslim olandır şiirler
Alev alev bir sağnakta yalnız
En kötüsü de artık kanmayız
Yorgun,kurak,mecbur
Yıldız yağmurunun mevsimde değiliz
Su taşırız gözlerimizle kısır yağmurlara
Gökkuşağından habersiz
Hiç uzaklaşmaz gerçekten giden
Ömürden çalınıp,candan kopartılıp
Doldurulur hep geçen zaman
Farz et ki
Aşk var olmaya sebep
Fark et ki!
Ayrılıkları doğuran kaide
Lüzumlu olmalı elbet
Korkma !
Hissettikçe avuçlarında kan
Korkma artık, korkma çakıl taşlarından
Ümit Seyhan