Defalarca izlemiş olsak’ta bıkmadığımız
Bir Kemal Sunal klasiğiydi hababam sınıfı
Hatta öyle ki
Aynı gece tekrarı olsa yine izlediğimizdi
Güldüren adamdı o
Herhangi bir repliğinin olması önemli değildi dudağında
Ona bakmak yeterdi
Çünkü en güzel gülümsemeyi
O koymuştu yüzümüze doğal tavırlarıyla
Ve bir gün akşam üstü işten eve geldiğimde
Korkusunu yenmek için uçağa bindiğini
Ve korkusuna yenik düştüğü haberini gördüm
Televizyon kanalında
Öyle sızladı ki içim
Sanki bir ağabeyim
Sanki amcam
Akrabam
Sanki arkadaşım dostum olan
En güzel sır saklayan ahbabımı kaybettim
Şimdi;
Aramızdan göçüp gideli yıllar olsa da
Hala filmleri oynuyor yeşilçam kanallarında
Hala ilk günkü gibi gülüyoruz ona
Ne ustaydı demek bile az geliyor içimden
Çünkü onu anlatmak zordu
Bazen filmde ağlama sahnesi olurdu
Sanki gerçek gibiydi
Sanki biri Kemal abimizi gerçekten üzmüş
Ve oda üzüntüsünden ağlıyor gibiydi
O an onunla beraber bizimde gözlerimiz dolardı
Ve başlardık onunla beraber bizde ağlamaya
Vay be derdik kendi kendimize
O gülen adamı
Nasıl böyle üzebildiler
Nasıl böyle incittiler
Nasıl böyle kırdılar
Nasıl der;
Susardık
Sonra aşık olduğu filmlerden biri oynardı
Kendimizi görürdük onda
Dili tutulur konuşamazdı ya hani
Aslında bizi canlandırıyordu orada
Gerçekten yüzümüze konan aptal gülücüğü
Ve dilimizin bu kadar dönmediği
O güzel anı anlatırdı bize
Bakışı ve duruşunda ki mimik oyunlarıyla
Öyle biriydi ki
Anlatmaya bile kıyamıyorum
Çünkü ne kadar yazarsam yazayım
Ne kadar anlatırsam anlatayım
O büyük ustayı
Benim kelimelerim yetmezdi anlatmaya
Çünkü biz;
Çocukluğumuzu yaşadık onunla
Biz saflığımızı gördük onun yüz hatlarında
Gözyaşımızı okuduk dudaklarında
Eksik kalan yanlarımızı sevdik onda
Ama ecel o kadar sadıktı ki işine
O güzel yürekli insanı
Alıp aramızdan götürdü
Ona bu güzelliği verenin yanına
....
Yazan Seslendiren
Mehmet Aküzüm