Sen gittin ya; ne yükler kalktı üzerimden
Ne kadar güzel şeymiş meğer yaşamak
Ziyan olup gitmiş kahırla dolu onca yıllar
Unutmuşum ne renkti gözlerin
Hakikaten ne idi adınız? Söyler misiniz...
O gün bu gündür rüzgarları sevmiyorum
Hele de yağmurları hiç!
Biri savurup okşuyor saçlarını
Diğeri ıslatıyor tenini
sanki çıplak gibi!
Ne pusulalara
Ne de ağaç gövdelerinde ki yosunlara
Ve ne kadar varsa
Ahkam kesen yol göstericilere
Eyvallahım yoktu senin varlığın da
Yeter de artardı rehberliğin bana
Ne zehirli hançerler taşıdım bağrım da
Ne aheste adımlarıyla yaşamın
Sisler içinde nice baharların da
Çirkef, dediğim dedik idin
Belki de ondandı seni sevişim
Artık umurumda değil topun, tüfeğin
İstersen al eline otomatiğini
Sırala kurşunları ... Ölmem!
Ölümüm sadece gözlerin
Bahaneler namlunun ucunda
Tetiği çekip sonlandıracağım da yaşım
Son lokma aşım; emsalsiz aşkım
“Seni çok seviyorum"
Diyen biri varken
Hadi bırak ta git gidebilirsen
Ve delikanlı isen