Dehşetten büyürdü gözbebekleri
Şiddetine bakılmadan
Birde aşktan
Tüm renkler siyaha bulanmadan
Yangınlar
Açık seçik görülürdü uzaktan
Koyulaşırdı açık tenler
Laf kalabalığında çalınırdı
Saçları topuz kadının lacivert bavulu otogardan
Rağbet görmezdi Van Gogh un kadınları
Sebze pazarından
Tuhaf gelirdi telaffuzu sığlığın
Monolog yapıtlardan
Titreşimleri duyulurdu
Boş konserve kutusunun öbür ucundan
Eğilmezdi başlar
Kolsuz bacaksız bir mendile
Belki de telaştan
Nefesler karışırdı birbirine
Üst geçite çıkarken
Kayıp bürosunun demir başlarıydılar
Duraklarda aynı yöne bakarken
Esintisiz küf kokulu yüzler
Somurturdu gülerken
Anlık kalıntıları süpürürdü çöpçüler
Kağıt mendilleri ellemeden
Menevişli bir şarkı fısıldısı
Çalınmış kalabalığın korku ve endişesinden
Payını isterdi
Uzaklaşırken evrenin
Düz çizgisinden
Gölgede oturan bir köylü kadın
Terini silerdi tülbentiyle
Kınalı saçlarını hırpalamadan
Beyaz önlüklüler sezerdi
Naylon ayakkabılardan
Ve bilinç kilitlenirdi
Yorum bekleyen tüm mevzuların
Teferruatından
Amansız gel gitlerden
Yükselirdi dalgalar
Tek bir şeyi çağrıştırırdı
Ana fikri kapalı uğultular
Büyürdü gözbebekleri bir beden daha
Aşırı aşksızlıktan
Avunmazlığa asla eklenirdi
Sonrasında çocukların
Aşk masallarıyla uyutulan
ÜMİT SEYHAN