Yılların ardından
zaman konuştu,
Beni hüzne saldı
bizim mahalle..
Gecekondu apartmana dönüştü,
Hayallere daldı bizim
mahalle..
Hayra
yorulmuyor böyle bir rüya,
Asıl güzelliği unuttu Hülya,
‘Huzurum kalmadı, batsın bu dünya’
Taçsız bir kraldı bizim mahalle..
Sokakları vardı iğde
kokulu,
Simalar bilirim hayat
okulu,
Öfkesine yenik, her
dem duygulu,
Ustura Kemal’di bizim
mahalle..
Avlusu, bahçesi küçük evlerin
Yitip
gitti gölgesinde devlerin,
Ey çocuklar, hatıralar ses verin !
Çığ altında kaldı bizim mahalle...
Bu düzenle bitmeyecek
hesabım,
İlaçlarla tavan yaptı
asabım,
Hani nerde bakkal,
manav, kasabım...?
Komşular bunaldı
bizim mahalle...
Selamsız, sohbetsiz nesline yanar,
Tarihe bakar da aslına yanar,
Bir eğreti balkon, saksıda çınar,
Kafeste kartaldı bizim mahalle..
Payına hep deprem
düştü, sel düştü..
Zihinlere dertler,
kurtlar üşüştü,
Yeri geldi yoksulluğu
bölüştü
Umuttu, moraldi bizim
mahalle..
Her konuda biraz şekil yaptılar,
Kelin perçeminden kakül yaptılar,
Yataydan, dikeye nakil yaptılar,
Kardeş beytülmaldı bizim mahalle..
Aslında mesele çok
uzun boylu,
Ne şehirli olabildi
ne köylü,
Modaya kapıldı
düğünlü-toylu,
Davul, zurna çaldı
bizim mahalle...
Ah, anne şefkati, baba ocağı,
Çuvallara doldu bulguru, yağı,
Vefalılar yakın eder ırağı,
Kimine masaldı bizim mahalle...
At nalından kapımıza
nazarlık,
Kırmızı etiket çağdaş
pazarlık,
Aman gözden uzak
olsun mezarlık,
Şaire melaldi bizim
mahalle.
Bir mikrop bulaştı adı Frengi,
Tepetaklak müslümanın ahengi,
Hocam mor değil mi ineğin rengi ?
Neyi kaça aldı bizim mahalle..! ?
Servet Yüksel