SEMERCİ YAYINLARININ

ANTALYALI SANATÇILAR DERNEĞİNİN LOKALİNDE TAHİR GÜNGÖR’E 15/11/2014 TARİHİNDE DÜZENLEDİĞİ İMZA GÜNÜNÜN ARDINDAN İZLENİMLER: Düzenleyenler yeterince tanıtım yapamadıkları ve verilen saate uyamadıklarını sanıyorum. Kolektif bir çalışma olmadığı ortadaydı. Ortada sadece Yayın Yönetmeni  Alime Semerci’nin gayreti görülüyordu Halbuki elişi, “el emeği, göz nuru” dediğimiz yaratılarda sergileniyordu. Orada ciddi bir çalışma yapılabilirdi. Biraz örselenmiş bir çaba.

                Burada Tahir Güngör’ü görmek ve tanışmak benim için güzel bir isabet. Orada az da olsa sohbet ettik. Bir türküye eşliğini dinledim. Ali adlı bir albayla karşılaştım. Sohbet ettim. Tahir GÜNGÖR Okuntu’ya eleştiride bulunabileceğimi ruhsatlandırdığı için okuntuya görüşlerim naçizane aşağıdadır.

 

OKUNTU

DÜŞÜN AŞINTISI

GÖNÜL TAŞINTISI

 

Demiş şair. Şair denilmesinden hoşlanmayan Tahir GÜNGÖR.. Semerci Yayınlarından 111 sayfadan oluşan şiirler seçkisi. Taşmış ve yazmış gönülden taşanları. Yılların birikimini. Düşler gündüzlerini aşındırırken mısralar üçü bir yerde bağlanmış dert bendine.

Asilik kendine, hırçınlık ardından mülayim bir üslup oturuyor kararsız pencereye. “Yana koyup ar’ımı,/Gönül dolu ağrımı,/yangın yeri bağrımı,/Gör diye, Açasım gelir” zalim ya da zalimler yüzünden göğsünün siperine rağmen dünyadan vaz geçebileceğini bıkkınlığın, itirazını noktalıyor.

Alışık dilden ve şekilden dem vurmuyor Tahir Usta. Bildiğimiz kıta (dörtlük) dediğimiz kavram değil yazılan şiirleri, ölçü aykırı ölçü demeliyim. Ölçüye yok da denilebilir. Böyle bir kaygı da yok zaten.

Okuntu yedi bölüme ayrılmış. Duysal Sevisel birinci bölüm. Sevgi insanı. Geçmişten günümüze emeği,  yaşanmışlığı betimler Nilgün’üm şiiri ile. Ninem şiiri bir tekerleme tadında. Çocuklara ezberletilme zevki tattırılmalı.

Şiirlerde ben bir usanmışlık, küskünlük sezdim. Bu kadar hayat dolu, yıllarını asker olarak yaşamış, ülkeler görmüş, güzel türkü söyleyen bu adamı.

DAVASAL bölümünde, Adalet Saray için ne güzel diyor usta;  “Zoraki yazılı belki de,/Hiç ayrı gayri yok ilkede,/Huzurun aynası ülkede, /Adalet sarayı” Adalet sarayı nedir ki? Bu bölüm Türkiye’nin değişen başkalaşan durum ve halleri hicvediliyor. Kırmadan dökmeden. Zaten 52. Sayfasında da eleştirinin kendisine göre nasıl yapılacağını da yazmış şiirce. Büyük olgunlukla binek, tünek, denek dönek, inek dünya diyerek dönüşüm olgusundaki insanının yerini bildiği telden söyler Deniz özlemindeki su bam telinden çalarken karalara karışır gider nağmeleri ile.

Diğer bölümleri değerlendirme lüksüne sahip olmak istemiyorum. Herkesin inancı kendine.

                                              

 

( Okuntum başlıklı yazı acun06 tarafından 21.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu